silme

silme

a. 1. Silmek işi: “Taşlarımız öyle güzel parlardı ki o parlaklığı görme uğruna bütün gün sürekli silmeyi bile düşündüğüm olurdu.” -A. Kutlu. 2. zf. Ağzına kadar, sıvama, lebalep: “O çağlarda saraylar, konaklar, yalılar silme cariyedir.” -S. Birsel. 3. zf. Baştan aşağı, tam olarak, tamamen. 4. mim. Duvar, tavan vb. yerlerde yapılan kabartma kenar.

silme Fr. Trachome, syn. Conjonctivite granuleuse
silme

1.Sekiz okkalık tahıl ölçeği. 2.Ölçek ağzına dek dolu durumda olma. 3.Bir tutuşta biçilen ekin.

silme

Temiz : Velı'nin evini gördüm, silme.

silme

Bebeklerin ağzında görülen bir çeşit hastalık.

silme

Ağzına dek dolu

silme

Geçici olarak ipten yapılan üzengi.

silme

'Sile'nin eş anlamlısı

silme İng. moulding

(Mimarlık) Duvar ya da tavan gibi yerlerde yapılan kabartma kenar.

silme İng. cancel, annul

Herhangi bir nesneyi ya da değeri yazılımdan çıkarma, silme.

silme İng. erasing, erasion, erasure, wiping

Sinema/TV. Üzerine ses ya da görüntü saptanmış mıknatıslı kuşakları, silme kafasından geçirerek ortadan kaldırma, böylelikle yeni bir saptamaya hazırlama.

silme

İnce demir. (*Güdül -Ankara)

---

silme ile benzer kelimeler

alt dizinlerle silme İng. recursive delete

geriye doğru silme İng. backspace

göz silme Yağlı güreşte oyuna ara verip göze kaçan yağı silme.

kayıt silme davası İng. plea of nullity Kütüğe yazımın gerçeğe uymaması nedeniyle açılan dava.

kendi başına kayıt silme İng. cancellation by Office Kütüğe yazımı, ilgili yönetim eliyle doğrudan doğruya, yasalarda gösterilen nedenlerle silme.

klonal silme İng. clonal deletion Birincil lenfoid organlardaki gelişim sırasında olgunlaşmamış lenfositlerin almaçlarına kendine ait antijenler bağlandığında bu bağlanmanın hücreye apoptozis sinyali vererek hücreyi öldürmesi.

öbek silme İng. block delete

silme doldurmak Ağzına dek doldurmak.

---