seyir

seyir, -yri Ar. seyr

a. 1. Gidiş, yürüyüş, ilerleyiş: “Yaşayacak fazla zamanları olmayan bazı dâhiler, olgunluklarını hayatın normal seyrinden çok evvel tamamlamış oluyorlar.” -A. H. Çelebi. 2. Kara taşıtlarının belli bir güzergâhta ilerlemesi. 3. den. Özellikle gemilerin belli bir rotayı takip ederek yolculuk etmesi. 4. Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma. 5. Eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma, temaşa: “Tevfik, orta oyununa çıkınca seyrine en sık gidenlerden birisi Selim Paşa'nın karısı oldu.” -H. E. Adıvar. 6. Bakıp eğlenecek şey, eğlendirici durum: “Bundan âlâ seyri nerde bulacak garipler?” -T. Buğra.

seyir

Düş.

seyir

Davarın bel ve pirzolalık eti, taraklık : Çebiç seyirinin söğürmesi pek lezzetli olur.

---

seyir ile benzer kelimeler

atnalı seyir yeri İng. horseshoe house Seyir yerinin atnalı biçiminde oyun alanını kapsadığı yapılarda seyir yerine verilen ad.

ayakta seyir yeri İng. standing room Türkiye'deki tiyatrolarda bulunmayan, daha çok Avrupa tiyatrolarında görülen en ucuz seyir yeri. Burada oturacak yer yoktur.

çok amaçlı seyir yeri İng. multipurpose house Değişik amaçlar için ve değişik biçimlerde kullanılabilen seyir yeri.

değişken seyir yeri İng. adaptable house Değişik gösteriler ve amaçlar için kullanılabilen, seyir yeri biçiminin değiştirilmesiyle değişik oyun alanları elde edilebilen salon.

hareketli seyir yeri İng. shifting house Altındaki döner ya da kayar taban yoluyla değişik biçimde düzenlenen seyir yeri.

seyir alanı İng. auditorium area Seyir yerinin bulunduğu yer.

seyir yapmak Türkü söylemek.

seyir yeri İng. auditorium Seyircilerin oturup oyun ya da gösteri seyrettikleri kapalı ya da açık yer. İng. auditorium Seyircilerin bulunduğu kapalı ya da açık alan.

---