ses

ses

a. 1. Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün: “Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu.” -F. R. Atay. 2. dil b. Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşim: “Mustafa sesimdeki alaycı tınıdan kuşkulandı.” -A. Ümit. 3. mec. Duygu ve düşünce: “Gençliğin sesini duyuran başka bir dergide ...” -Y. Z. Ortaç. 4. mec. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki: Vicdanın sesi. Aklın sesi. 5. müz. Aralarında uyum bulunan titreşimler.


ses Fr. Voix
ses Fr. Bruit
ses

Oy.


ses

Seda, ses// ses seda: ses şada


ses İng. sound
ses İng. voice
ses İng. tone
ses İng. audio
ses Fr. son, phonème

Ses kelimesi sırasına göre Fran. son karşılığı olarak kullanıldığı gibi phonème, anlamına da gelir. Bunları kesinlikle ayırmak gerektiği vakit birincisine SELEN, ikincisine ise SESLİK demek uygun olur.


ses İng. sound, phonem

(Derleme.. fonem, ses unsuru, seslik, ün) Kulağın duyabildiği titreşim.


ses İng. sound

İşitme duyusunu, uyaran dalga; bu tür dalgaların beynin işitme özeğini etkilemesi.


ses İng. voice

Soluk alıp vererek ses tellerinin titreşimi ile çıkarılan tonların tümü.


ses İng. sound

Ciğerlerden gelen havanın ses yolunun herhangi bir noktasındaki boğumlanması ile oluşan ve yayılarak kulakta, bir ünlü olarak veya bir ünlü ile birlikte algılanan titreşim: a, m, n, y, s.


ses Osm. savt

(fizik)


ses İng. sound

Sinema/TV. Titreşimli bir kaynaktan çıkan, belirli bir ortamda uzunlamasına dalgalar biçiminde yayılan basıncın etkisiyle kulağın algıladığı duyu.


ses İng. voice

Soluk alıp vererek ses tellerinin kımıldamasıyla çıkarılan tonlar.


ses ile benzer kelimeler

asli ses ~ birincil ses

Azerbaycan Türkçesi: ilkin säs; Türkmen Türkçesi: ilkinci ses; Gagauz Türkçesi: *aslı ses ~aslı fonema; Özbek Türkçesi: *asliy tόvuş; Uygur Türkçesi: däsläpki tavus; Tatar Türkçesi: berençel awaz ~äwwälge awaz; Başkurt Türkçesi: berensel ön; Kmk: *aslu ses; Krç.-Malk.: ta...

ses seleñ, (ses sem)

Ses sada.

açık ses

Fr. Son ouvert

Ses aygıdının epeyce veya büsbütün açılmasıyla çıkan ses.


Alm. voller Lungenschall

Tam akciğer sesi.

açık üstü ses

İng. subtympanic sound

Timpanik niteliğe yakın olan ses, hafif timpanik ses, subtimpanik, subtimpanik ses, vazıh üstü ses. Normal dolmuş işkembenin üst sahasında, bağırsakların üst kısmında, akciğer amfizemi olaylarında alınır.

açılışlı ses

Fr. Son ouvrant

Dışa patlar ses. bk. Dışa patlar.

açınık ses

Fr. Son vocalique

Üflek seslere karşı olarak açınıklara ve ötümlü abanıklara verilen ad.

akustik ses bilgisi

bk. ses bilgisi (görevsel ses bilgisi), söyleyiş ses bilgisi.

akustik ses bilimi

bk. söyleyiş ses bilimi.


"ses" karakter analizi

  • ses, 3 karakter ile yazılır.
  • s harfi ile başlar, s harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 's', 'e', 's', şeklindedir.
  • ses kelimesinin tersten yazılışı ' ses' diziliminde gösterilir.

(e,s) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

seyirmek

Seğirmek.


1.bk. seğrimek. 2.bk. seyirtmek.


Koşmak.

seçebilmek

(-i) Seçme imkânı veya olasılığı bulunmak: “Şimdi gel de, bu hepsi birbirine benzeyen karı, kız kalabalığı içinde ma

sarınabilmek

(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak.

nediysen

Ne yapıyorsun?

Kösebucağı

Ordu ili, Fatsa ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

ses - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
s2
e1
s2
Toplam puan değeri5