selam (veya selamı) almak
1) birinin selamlamasına karşılık vermek: Pazara indiği zaman kendine verilen selamı bile almıyordu. -Ö. Seyfettin. 2) selam gönderilmiş olmak.
selam (veya selamı) almak ile benzer kelimeler
(biriyle) selamı sabahı kesmekher türlü ilişkisine son vermek: Onunla tamamıyla selamı sabahı kestim. Ne olursa olsun deyip adını bile artık ağzıma almaz oldum. -O. C. Kaygılı. |
selâmı değmekSelamı gelmek |
tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek)1) bir şeyi silerek tozdan temizlemek; 2) tkz. dövmek, hırpalamak. |
ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak: Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca... -S. F. Abasıyanık. Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi. -H. E. Adıvar. |
selam (veya selama) durmakbir büyüğe, bir üste veya saygı duyulan bir şeye ayakta selam vermek: Ama birader, rahat mı edeceğiz bu bahçede, gelene geçene selam mı duracağız? -Y. Z. Ortaç. Yollarda sarı ve zayıf halk selama duruyor. -F. R. Atay. |
elini almak, (elin almak, elin eline almak)Elinden tutmak, elinden yapışmak, yardım etmek. |
gülünceğe almak, (gülünce almak, temaşaya almak)Maskaraya, alaya almak. |
bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne)önemli veya anlatılması gerekli görülmeyen şeyler için kullanılan bir söz: Bilmem hangi dairede kâtipmiş. |
"selam (veya selamı) almak" karakter analizi
- selam (veya selamı) almak, 25 karakter ile yazılır.
- s harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 's', 'e', 'l', 'a', 'm', ' ', '(', 'v', 'e', 'y', 'a', ' ', 's', 'e', 'l', 'a', 'm', 'ı', ')', ' ', 'a', 'l', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
- selam (veya selamı) almak kelimesinin tersten yazılışı ' kamla )ımales ayev( males' diziliminde gösterilir.
(a,e,k,l,m,s,v,y,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
yuvarsı eklemİng. ball jointBirbirine bağlı iki parça arasındaki, her yönde devinime olanak veren yuvarlak eklem. |
yavtısı gelmekAskerliği yaklaşmak. |
yardımseverlik, -ğia. Hayırseverlik: Sevimliliğinden, yardımseverliğinden hiçbir şey yitirmemişti. -A. Kutlu. |
vergi yoklamasıİng. tax inspectionMükellefleri, yükümlülükle ilgili maddi olayları, kayıtları ve konuları araştırma ve |
suçlayıvermek(-i) (suçlayı'vermek) Ayrıntılı düşünmeden suçlamak. |