sat

sat

1.Yalın, yalnız, tek. 2.Tüm, bütün.

sat

Bile, üstelik, hatta : O kadar canı sıkıldı sat ağladı.

sat

Et tahtası.

sat

Saat.

sat

Yalnız, yalın, tek.

sât

Saat.

sât

Set

sât

(

sat ile benzer kelimeler

hlk. önem verme (vermem), aldırma (aldırmam), umursama (umursamam)! anlamında kullanılan bir söz.

Ara sıra, tek tuk, arada bir.

Çok az, pek az

zf. hlk. Zaman zaman, ara sıra, tek tük: Çocuk konuşmaya başladı.

1. Zaman zaman, ara sıra, tek tük : Çocuk konuşmaya başladı. 2. Yer yer, seyrek olarak : Taşlı tarladaki buğday çıkmış.

Tek tük.

<...

1.Seyrek, aralıklı, tek tük : Ekinler çıkmış. 2.Arasıra : Sat pat bize de uğrarlar

İng.

Şap virüsünün serotiplerinden biri, Güney Afrika kökenli serotip-1

İng.

Şap virüsünün serotiplerinden biri, Güney Afrika kökenli serotip-2

İng.

Şap virüsünün serotiplerinden biri, Güney Afrika kökenli serotip-3

saat farkı a. Dünya'nın dönüşünden ve meridyen farklılığından oluşan zaman aralığı. Osm.
saat dönüşü İng. clockwise Saat ibrelerinin dönme yönü.
mıknatıslanma a. Mıknatıslanmak işi. İng. magnetization Bir özdeğin mıknatıslık ö
bahtenis Maydanoz.
zaaf göstermek zayıflığı, yeteneksizliği ortaya çıkmak.