şap

şap

(I) a. 1. İstekle öperken çıkan ses: Şap diye elinden öptü. 2. Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses.

şap Ar. şabb

(II) a. kim. Alüminyum ve potasyum sülfatından veya amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde: “Tevekkeli dememişler: Kırkyıllık şap olur mu, şeker?” -O. C. Kaygılı.

III) a. mim. İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası.

şap

Bez üstüne dikilip boyna takılan yirmilik altın dizisi.

şap

Kumlu çimento ile yapılan beton yapı üstüne yalnız sulu çimento ile geçilen cila sıvası.

şap

Bağlam.

şap İng. alum

1. Bir değerlikli metal sülfatlarının üç değerlikli metal sülfatlarıyla oluşturdukları çift tuz. 2. Potasyum-aluminyum sülfata halk arasında verilen ad.

şap İng. alum

1. Doğal yollardan elde edilmiş ve saf olmayan alüminyum hidroksit ve sülfürik asit karışımına amonyum veya potasyum ilavesiyle elde edilen, renksiz, kokusuz, kan veya doku proteinlerini çöktürerek etkiyen emilebilir yerel etkili kanama dindirici bir ve büzüştürücü etkili, hematoksilenin yapısında bulunan ve aşı yapımında adjuvant olarak da kullanılan bir madde. 2. Bu bileşiğin, herhangi bir çift sülfat içeren grubu, alum.

şap

Berberlerin ellerini kurutmaları ve usturanın kaymaması için kullandıkları madde. (*Aksaray -Niğde)

---

şap ile benzer kelimeler

şap şap zf. Şap sesi çıkararak üst üste (öpmek).

alap şap Özensiz yapılan iş.

şap gibi ağza alınmayacak kadar tuzlu.

şap gibi donmak (veya kalmak) şaşırarak ses çıkarmayacak duruma gelmek.

şap gibi yanmak ortada kalmak, destek bulamamak.

şap hastalığı a. Sığırlarda, ağız ve tırnaklar arasında kabarcıklar görünmesi ve yüksek ateşle beliren, genellikle arıza bırakan bulaşıcı hastalık. İng. foot and mouth disease Picornaviridae ailesinde, aftovirüs cinsinde yer a...

şap taşı a. min. Kızıldeniz'den çıkarılan, beyaza çalan renkte, pek çok dalı olan mercan türü.

yalap şap 1. Üstünkörü, gelişigüzel (iş için) 2. Kirli, iyi temizlenmemiş.

---