sak

sak

(I) sf. hlk. 1. Uyanık, gözü açık, müteyakkız. 2. Uykusu hafif.

sak Ar. s¥®

(II) a. (sa:k) bit. b. esk. Sap.

sak

1.Uyanık, tetikte. 2.Uykusu hafif kimse.

sak

Çok iyi duyan kulak.

sak

Sessiz, sakin (insan için kullanılmaz) : Sak deniz, sak gece.

sak

1.Dişi manda. 2.Manda yavrusu.

sak

Yelek boyunda kollu, önü açık, düz yakalı, kadifeden işli kadın giysisi, kısa entari.

sak

1. bk. sah (I). 2. Uykusu hafif. 3. Duygulu, sezek.

sak (I)

Müteyakkız, uyanık, çabuk duyan, tetikte, ihtiyatlı.

sak (II)

Ok yayının kiriş geçen ucu.

Sak Köken: T.

Cinsiyet: Erkek Bilgili, akıllı, zeki, uyanık.

sak ile benzer kelimeler

dikkatli, uyanık durumda bulunmak.

Uyanık durmak, tetikte bulunmak.

Uyanık, tetikte durmak.

Müteyakkız bulunmak, uyanık davranmak.

Uyanık durmak.

derin uykuya dalmadan uyumak.

Bir nedenle tetikte yatmak, uyuklamak.

sarınabilmek (-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak.
saat farkı a. Dünya'nın dönüşünden ve meridyen farklılığından oluşan zaman aralığı. Osm.
oluk sayısı İng. channel indication (number) TV. Her kuşaktaki olukları ayrı ayrı belirten, oluk seçiciye yazı
mıknatıslanma a. Mıknatıslanmak işi. İng. magnetization Bir özdeğin mıknatıslık ö
Kösebucağı Ordu ili, Fatsa ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.