sağmak

sağmak, -ar

(-i) 1. Memeyi parmaklar arasında sıkarak sütünü akıtmak: “Gözümüzün önünde keçilerden sağdıkları köpüklü sütlerimizi yarıda bırakıp kalktık.” -A. Gündüz. 2. Kovandaki balı peteklerden almak. 3. Yumak durumundaki bir şeyi çözüp açmak: İpek kozalarını sağmak. 4. argo Aldatarak parasını çekmek.

sağmak

Hastalık ya da yara iyileşmek.

sağmak

Akmak, kaymak, aşağıya doğru hızla inmek

sağmak

Makara ya da yumaktaki iplik ve iplerin bir ucundan tutarak bunların bir bülümünü ya da hepsini boşaltmak, çözmek

sağmak

1.bk. sağılmak (II). 2.Bir şeyi kucaklayarak yukarı çıkarmak. 3.Bir şeyi atmak, fırlatmak: Elindekini bana sağ.

sağmak

Yıldız kaymak.

sağmak

Taşı havaya dikine fırlatıp atmak.

sağmak

Sıyırmak: Şu bağırsağı sağ da pisliğini dök.

sağmak

Bir yere çakılı çiviler yerinden oynamak.

sağmak

Petekten bal almak

---

sağmak ile benzer kelimeler

avşar sağmak Koyunu Afşar usulü sağmak.

bal sağmak kovandan bal ürünü almak. Kovandan bal almak. Kovandan veya arıların yuva yaptıkları ağaç dalından bal peteklerini toplamak.

sagu sağmak ağıt yakmak.

sağı sağmak (I) bk. sağu sağmak. sağı sağmak (II) Süt veren hayvanı sağmak.

sağu sağmak Ölünün arkasından parayla tutulan kadın yüksek sesle ağlamak, ağıt söylemek. , (sağı sağmak (I), sağuculuk etmek) Ölünün iyiliklerini acıyle sayıp dökmek.

süt ineği gibi sağmak birinden kendi çıkarı için daima aşırı ölçülerde yarar sağlamak için uğraşmak.

yüreğine sağmak Pişmanlık duymak.

---