renk
a. 1. Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum: Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu. -A. Gündüz. 2. mec. Nitelik: İşin rengi değişti.
< Far. reng) Renkrenk İng. colour
1. Duyulanmanın niteliğinde, ışığın tayfsal bileşim ayrımlarının doğurabilecekleriyle aynı cinsten olan ayrımları gözlemeyi ve ayırt etmeyi sağlayan, görsel bir duyulanmanın belirtisi, ıralayıcı niteliği. 2. "1" de tanımlanan görsel duyulanmayı doğuran ışık uyartılarının (ışık kaynağı ya da nesne) ıralayıcı niteliği. 3. '1" ya da "2" de tanımlanan ama, siyah, gri, beyaz gibi görüler dışında kalan ve bir renksel doymuşluğu olan kırmızı, yeşil, mavi vb. görülerle sınırlanan ıralayıcı nitelik, bk. algısal renk, ruhfiziksel renk.
renk İng. color
renk
bk. boya
renk Fr. couleur
Açınıklar bazen bir takım renk sıfatlarıyla anılırlar: A parlak, Ü koyu, E duru, ö donuk açınık adını alır.
renk İng. colour, color
Algılamanın niteliğinde, ışığın görüntüsel bileşim ayrımlarının doğurabilecekleriyle aynı türden olan ayrımları gözlemeyi ve ayırt etmeyi sağlayan, görsel bir algılanmanın belirtisi. Renk bir dalga uzunluğudur. Örnek ; kırmızı, görüntüsü açısından en uzun, mor ise en kısa dalga uzunluğu içindedir.
renk İng. color
Halkbilimin en önemli konularından biri olan, insanlık çapında geniş bir uygulama alanı bulan, her toplumun kendi anlayış, yaşantı, gelenek ve göreneklerine göre doğa, doğaüstü ve kültürel olayları simgeleştirmekte kullanılan doğal oluşum, bk. halkbilim, gelenek, görenek, doğa, simge.
renk İng. colour
1. Doğrudan ya da üzerine düştüğü nesnelerde yansıma, kırılma, soğurulma gibi olaylar sonucu göze ulaşan ışığın, dalga boyuna göre bilinçte uyandırdığı imge. 2. Belli bir dalga boyundaki elektromıknatıssal ışınımın niteliği.
renk İng. color; colour
1.Işığın sebep olduğu görme duygusu. 2.Bir nesne tarafından yayılan, yansıtılan, kırılan veya geçirilen belirli bir dalgaboyu veya dalgaboyları grubu (400 ile 800 nm arasındaki dalgaboylarındaki ışığın görünümü).
renk İng. colour (ABD: color)
Sinema/TV. Belirli dalga uzunluğundaki elektromıknatıs ışınımın gözün ağkatında yarattığı etkinin, merkez sinir dizgesince yorumundan doğan durum.
renk ile benzer kelimeler
renk geçmek, (renk vermek, renk oynamak)Hile yapmak, aldatmak, oyun etmek. |
renk-renk diyagramıİng. coulour -colour diagramYıldızları iki çeşit renk ölçeğine göre temsil eden diyagram, (bk. şekil R. 22) |
açık (renk için)İng. light |
açınıklarda renk almaşımıbk. Almaşım. |
algısal renkİng. perceived colourGözlemciye, görünen biçimi, boyutu, yapısı ve dokusu aynı olan iki nesne arasında ayrımlar ayırt etme olanağını sağlayan ve gözlemde aracı olan ışığın tayfsal bileşim ayrımlarının doğuracağı ile aynı türden plan, görsel algı öğesi. ... |
almaşık renk işlemiİng. sequential systemTV. Renklilik bilgisinden birinin bir satır, öbürünün öteki satır sırasında aktarılmasına dayanan işlem. Zamandaş renk işleminin karşıtı. |
ana renk(Resim) Sarı, kırmızı ve mavi. |
bağıl renkİng. relative hue, contrast hue, related (perceived) colourRenkli bir alan parçasının, genellikle açık ve aynı ya da değişik renkte bir fon (bir arka) üzerinde görünen renk türü. bk. öz renk, renk türü, parıltı. |
"renk" karakter analizi
- renk, 4 karakter ile yazılır.
- r harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'r', 'e', 'n', 'k', şeklindedir.
- renk kelimesinin tersten yazılışı ' kner' diziliminde gösterilir.
(e,k,n,r) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
termit kaynağıİng. thermite weldTermit kaynağı yapma işlemi sonucu oluşmuş kaynak. |
sarınabilmek(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak. |
kara semenderiLat. Mertensiella luschaniKuyruklu iki yaşamlılar (Urodela) takımından, vücutları oldukça kalın, 17 cm |
elektroteknikFr. électrotechniquesf. (elektro'teknik) Elektrik tekniğine ait, elektrik tekniği ile ilgi |
çemirrenmekKolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak. |
renk - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
r | 1 |
e | 1 |
n | 1 |
k | 1 |
Toplam puan değeri | 4 |