rast getirmek

rast getirmek

1) rast gelmesini sağlamak: Üç kurşun attı, ikisini rast getirdi. 2) kollamak, seçmek: Neşeli bir anında rast getirip dilediğimi söyledim, hemen kabul etti. 3) aranmakta olan bir şeyi veya kimseyi umulmadık bir yer ve zamanda bulmak; 4) Tanrı, uygun getirmek, başarılı kılmak: Allah işinizi rast getirsin.


rast getirmek ile benzer kelimeler

(birinin) işi rast gitmek

şans yardımıyla işi iyi, istediği gibi olmak.

rast

Far. r¥st

(I) sf. esk. 1. Doğru, düzgün. 2. a. Tesadüf. 3. a. Atılan şey hedefi vurma.


Far. r¥st

(II) a. müz. Klasik Türk müziğinde bir makam.

rast gele!

“işiniz rast gitsin” anlamında kullanılan bir söz.

rast gelmek

1) düşünmediği, ummadığı hâlde karşılaşmak, rastlamak, tesadüf etmek: “Fukara bir denizciye rast gelirsen süngerlerimden birkaç tanesini ona ver, gönlünden koparsa.” -Halikarnas Balıkçısı. 2) düşünmediği veya düşülmediği hâlde payına düşmek: Kumaşın iyisi bana rast g...

rast gitmek

uygun düşmek, istenilen biçimde gelişmek: İşi rast gidiyor.

açıklık getirmek

bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek.

açmaza getirmek (veya düşürmek)

düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak.

ağız kalabalığına getirmek

1) birini gereksiz sözlerle şaşırtmak; 2) ilgisiz sözler söyleyerek asıl konudan uzaklaştırmak.


"rast getirmek" karakter analizi

  • rast getirmek, 13 karakter ile yazılır.
  • r harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'r', 'a', 's', 't', ' ', 'g', 'e', 't', 'i', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • rast getirmek kelimesinin tersten yazılışı ' kemriteg tsar' diziliminde gösterilir.

(a,e,g,i,k,m,r,s,t) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

salt gereksinme

bk. salt gereksinim

salt gereksinim
İng. absolute wants, absolute needs, absolute requirements

Yaşamsal açıdan zorunlu olan yeme, içme, barınm

mikrogametosit
İng. microgametocyte

(Yun. mikros; küçük; gametes: eş; kytos: boşluk) Bazı protozoonlarda mikrogameti vere

usanç getirmek

usanacak duruma gelmek: “Efendim, Tanrı'nın günü aynı pilava kaşık sallamaktan usanç getirmişsindir.” -E. E. Talu.

transit geçmek

1) bir yerden, dinlenmeden, beklemeden, durmadan geçmek; 2) mal gümrüksüz geçmek; 3) argo sürücü, trafik kurallarına uym

rast getirmek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
r1
a1
s2
t1
g5
e1
t1
i1
r1
m2
e1
k1
Toplam puan değeri18