parlatma

parlatma

a. Parlatmak işi.


parlatma İng. polishing

Metal yüzeylere, aşındıraçlı araçlarla parlak bir görünüş verme işlemi.


parlatma İng. polishing

Sinema Filmin temizlenmesi sırasında tertemiz, parlak bir görünüş sağlama.


parlatma İng. polishing

işleyim: Metal, tahta vb. yüzeylere, aşındırıcı araçlarla parlak bir görünüş verme işlemi.


parlatma İng. clearing

1. Dokuların alkolünün giderilmesi için ksilol ve metil benzoat gibi maddeler kullanılarak parlatılması. 2. Sofralık pirinç üretiminde tanelere mekanik bir işlem ve genellikle sürtünme yoluyla düz ve pürüzsüz yüzey meydana getirme işlemi. Bu şekilde hayvan beslemede kullanılan pirinç kepeği üretilir.


Parlatma Fr. Polissage

parlatma ile benzer kelimeler

aşındırıcı kayışla parlatma

İng. abrasive belt-polishing

Aşındırıcılar ile bezenmiş sonsuz bir bez kayış üzerinde yapılan parlatma işlemi.

elektrikli parlatma

İng. electro-polishing; electrolytic polishing

Bir metal yüzeyi, anotsal olarak, derişik asitli ya da alkalili bir çözeltide düzgünleştirip parlatma işlemi, elektrikli parlaklaştırma diye de bilinir.

elektriksel parlatma

İng. electropolishing

Bir metali uygun bir çözeltide anot yaparak yüzeyini düzeltme ve parlatma yöntemi.

kayışlı parlatma

İng. belt polishing

bk. aşındırıcı .

kimyasal parlatma

İng. chemical polishing

Metal yüzeyindeki pürüzleri kimyasal reaksiyonla gidererek parlaklık sağlama işlemi.


İng. chemical polishing

bk. kimyasal parlaklaştırma.

parlatma aygıtı

İng. polishing machine

bk. parlataç.

parlatma çalışması

bk. düzeltme.

parlatma harcı

İng. polishing paste

Parlatmayı sağlayıcı olarak kullanılan, harç yapılmış parlatma tozu.


"parlatma" karakter analizi

  • parlatma, 8 karakter ile yazılır.
  • p harfi ile başlar, a harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'p', 'a', 'r', 'l', 'a', 't', 'm', 'a', şeklindedir.
  • parlatma kelimesinin tersten yazılışı ' amtalrap' diziliminde gösterilir.

(a,l,m,p,r,t) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tortop olmak

top biçimine girmek: “Çocuklar köşede bir hasırın üstünde tortop olmuşlardı.” -R. N. Güntekin.

toplaştırmak

(-i) Toplamak, bir araya getirmek: “Bu kaburgasız insan yığınını İstanbul'da toplaştıran, oy ticaretidir.” -A. B

toplam kuralı
İng. sum rule
portakalımsı

sf. Portakalsı.

polisitemi vera
İng. polycythemia vera

Birincil polisitemi.

parlatma - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
p5
a1
r1
l1
a1
t1
m2
a1
Toplam puan değeri13