özgürlük

özgürlük, -ğü

a. 1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî: “Özgürlüğünün ilk gününde meyhanedeki arkadaşları ona dostça öğütler verdiler.” -İ. O. Anar. 2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet: “Özgürlük görece bir kavramdır, onu oldum olasıya bilmişimdir.” -A. Erhat.


özgürlük İng. liberty, freedom

1. Bağlı olmama; dışardan etkilenmemiş olma; engellenmemiş olma; zorlanmamış olma. 2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi istencine, kendi yasasına, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi (seçme özgürlüğü). 3. İnsanın kendi istemesi, kendi istenci ile eylemde bulunabilme olanağı; insanın dıştan engellenmeden etki yapabilmesi. İstenç özgürlüğü: İnsanın istemelerini kendisinden başka bir şeyin engellememiş olması, ya da başka bir şeyce kendisinin dışında bir istemeye zorlanmamış olmasıdır. İnsan istenci özgürdür demek, insanın istemesinin nedeni insanın kendisindedir, demektir. İnsan, istemelerinde özerk ise özgürdür. İstemenin kendisi engellenmişse ya da insan bir başkasınca, bilerek ya da bilmeyerek, herhangi bir istemeye zorlanmışsa, insanda istenç özgürlüğü eksik demektir. (Ör. Uyutum yoluyla uyuşturulmuş insanda, istemenin kendisi engellenmiş ya da kötürümleştirilmiştir. Ayrıca istemeleri insana ailesince, çevresince, toplumca aşılanmış olabilir. Kişisel özgürlük: İstenç özgürlüğü ile bağlantılı. Bir insan isteme, düşünme ve eylemlerinde bir başkasınca engellenmiyor ya da bir şeye zorlanmıyorsa, kendi istemesi içinde hareket ediyorsa, o insanın kişiliği özgür olarak gelişmiş demektir. Öyleyse özgürlük, insanın kişiliğinin, kendi özünün ve kendi davranış biçiminin etkili olmasıdır. Bu anlamda istenç özgürlüğü de kişiliğin istemeye temel olmasından başka bir şey değildir. Düşünme özgürlüğü: İnsanın dış etkilerden kurtularak düşünme özerkliği kazanabilmesi. Her türlü baskıdan, özellikle dinsel inançlardan bağımsız olarak düşünebilme. Ancak, düşünme özgürlüğünden anlaşılan yalnızca bağımsız düşünebilme yeteneği değildir, (düşünmenin kendisi baskı altına alınamaz); düşündüğünü başkaları karşısında dile getirebilmektir aynı zamanda. Düşünme özgürlüğü, öyleyse, yazma ve söyleme ile birlikte gider. Düşünme özgürlüğü, en kesin anlamıyle basın özgürlüğünde gerçekleşir. Törel bilinç özgürlüğü: Bir insanın kendi törel bilincine göre davranabilmesi; özellikle dinsel inançlarında özgür olması. Herhangi bir dine bağlı olma ya da olmamada özgür olması. Eylem özgürlüğü: (Zorunluluğun değil, baskının karşıtı olarak) Dış baskılardan, özellikle başka birinin baskısından bağımsız olarak kendi isteğine göre davranabilmek hak ve gücü. Başlıca biçimleri: 1. Fizik özgürlük: Her türlü dış baskıdan bağımsız olarak hareket edebilme yetisi. (Ör. Hapiste yatanın fizik özgürlüğü kısıtlanmıştır.) 2. Ruhbilimsel özgürlük: Dış güçlerce belirlenmeden, insanın kendi doğasının eğilimlerine göre hareket edebilmesi durumu. 3. Ahlaksal özgürlük: Kendi kendini belirleyebilme yetisi. İnsanın ahlak eylemlerini başkasının zoru ile değil, kendi istenci ile gerçekleştirmesi. İnsanın eylemlerinden sorumlu olabilmesi için özgürlük, ahlakın önkoşuludur. Bu bakımdan bir sorumluluğun olabilmesi için, ahlaksal özgürlüğün temelinin kişisel özgürlük olması gerekir. Bu özgürlük baskıyı dışarda bırakır, ama yükümlülüğü değil. 4. Toplumsal özgürlük: Yasaların koruyuculuğu altında ve yasaların sınırları içinde başkalarının özgürlüğünü kısıtlamadan hareket edebilme. Toplumsal özgürlüğün temeli de kişisel özgürlüktür. J.J. Rousseau toplumsal özgürlüğü, insanın kendi yasalarını kendisinin koymasında görür. Kant da Rousseau'nun bu ilkesinden kalkarak özgürlüğü usun -> özerk oluşuna bağlamıştır. Marksçı görüşte özgürlük toplumsal zorunlukla özdeşleştirilmiştir. "Doğaya boyun eğerek (doğa yasalarına uyarak) ona egemen olunabilir." (Bacon) düşüncesinden kalkan Marksçıların görüşüne göre; doğada zorunluk geçerlikte olduğu gibi, toplum yasalarını yürüten de zorunluluktur. Gerçekte özgürlük diye bir şey yoktur. Ancak bu zorunluluğu gören özgür olabilir. Doğal özgürlük: İnsanın çevresini değiştirebilmesi yeteneği. Hayvan çevresine uyar, insansa çevresini değiştirip ona biçim verebilir.


özgürlük

serbestî, hürriyyet.


özgürlük İng. freedom

1. İnsanların doğa ve toplumun nesnel yasalarını bilinçli olarak kullanabilmeleri, böylece toplumsal gelişmeyi amaçlı olarak gerçekleştirebilmeleri, toplumun da, bireyin de gelişimi için zorunlu olan bütün özdeksel ve tinsel ön koşulları yaratabilmeleri durumu. 2. Genel olarak ya da belirli bir konuda kısıtlamalardan bağımsız olma.


özgürlük ile benzer kelimeler

bilimsel özgürlük

İng. academic freedom

Bilim adamlarının herhangi bir karışma olmaksızın araştırma yapma, düşüncelerini üniversite içinde ve dışında yayma hakkı; böylece bilimin donmasının önlenmesi ve toplumun alışılmış, kalıplaşmış görüşler dışında yeni görüşleri ve olgul...

özgürlük dizili

İng. degree of freedom

Anlamlılığı sınanacak bir gözlem değerinin karşılaştırılacağı kuramsal değeri saptamak için başvurulan ve bir olasılık dağılımında, belli bir güven ve anlamlılık düzeyinde yer alan bu rastlantılı ve ölçünlü değerin gözlem değerini ver...

özgürlük etiği

İng. liberal ethics

Ahlakın, toplumun temel ekonomik yapısının ve sınıf farkının bir ürünü ve yansıması olduğunu savunan, kendini gerçekleştirme veya belirleme veya özgürlüğü en yüksek değer olarak konumlayan etik görüş.

özgürlük ve zorunluluk

İng. freedom and necessity

İnsanların etkinlikleri ile doğanın ve toplumun nesnel yasaları arasındaki ilişki, bk. özgürlük, zorunluluk.


"özgürlük" karakter analizi

  • özgürlük, 8 karakter ile yazılır.
  • ö harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'ö', 'z', 'g', 'ü', 'r', 'l', 'ü', 'k', şeklindedir.
  • özgürlük kelimesinin tersten yazılışı ' külrügzö' diziliminde gösterilir.

(g,k,l,r,z,ö,ü) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

gümrüksüz bölge

bk. serbest bölge


İng. free zone

Bir ülkeye ilişkin yerlere giren çıkan mal

zulüm görmek

kendisine eziyet edilmek.

yüzlü göstermek

Muhterem, makbul göstermek.

yüzgörümlük

Gerdek gecesi, gelinin yüzündeki duvağı açmak için güveyin verdiği armağan


Geline, oğlan evinin,

yükgözler
İng. electroscope

Durgun elektrik yüklerinin varlığını algılamakta kullanılan aygıt.

özgürlük - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
ö7
z4
g5
ü3
r1
l1
ü3
k1
Toplam puan değeri25