özdek

özdek, -ği

a. 1. Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat. 2. İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat. 3. fiz. Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, madde. 4. fel. İnsanın çalışmasıyla bir amaç uğruna biçim verdiği veya yararlandığı doğal cisimler, nesneler.


özdek Fr. Basique
özdek

Çekirdek.


özdek İng. substance

Uzayda yer doldurup kimyasal bir yapısı olan varlık.


özdek İng. matter

(Yalın anlamiyle) İnsanın çalışmasıyle bir erek uğruna biçim verdiği ya da yararlandığı doğal cisimler, nesneler. (Felsefede) 1. Temel özelliği yer kaplama olan varlık (Descartes). 2-(Tin, ruh ve düşünün karşıtı olarak) Duyularla algılanan cisimleri kuran töz; cisimsel olanın parçalanmaz bozulmaz tözü. 3. (Aristoteles felsefesinin özel kavramı olarak) Ancak bilim yoluyla gerçeklik kazanacak olan, henüz belirsiz olanak durumundaki şey: a. İlk özdek (hyle proteprima materia) salt özdek, bütün şeylerin temelde bulunanı (hypokeimenon-substratum), kendiliğinden var olmayan, ancak biçimle etkinleşen gerçeklik, b. Son özdek (hyle eskhate) ya da ikinci özdek (materia secunda): Biçim almış özdek.


özdek İng. matter

Uzayda yer tutan, bir kütlesi olan her tür varlık.


özdek

madde (''matière" anlamında) (bk. nen).


özdek İng. matter

İnsan bilincinden bağımsız olarak somut biçimlerde varolan, tüm nesneler, olaylar ve dizgelerle, bunların özellik, ilişki ve etkileşimlerinin sonsuz çeşitliliğini, her türlü devinim biçimiyle kapsayan nesnel gerçeklik.


özdek İng. substance

işlemlerde kullanılan gaz, sıvı ya da katı durumda bulunan nesne.


özdek İng. matter

Bilinçten bağımsız olarak var olan ve bilinçte yansıyan nesnel gerçekliği anlatan bir felsefe kavramı.


özdek İng. substance, matter

1. genel uygulayım: a. Bir yapı, nesne vb. oluşturan öğe. b. Uzayda yer kaplayan varlık 2. fizik, kimya: Uzayda yer doldurup kimyasal bir yapısı olan varlık. 3. metalbilim, işleyim: İşlem ya da üretimlerde kullanılan gaz, sıvı ya da katı durumda bulunan nesne, öğe.


özdek

1. Esas, gövde, temel, kök, öz. 2. Hülâsa, iç, öz.


Özdek Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Temel, esas, kök. 2. İç, öz, çekirdek. 3. Madde.


Özdek

Tunceli ili, Darıkent bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


özdek ile benzer kelimeler

bağlantılı ilk özdek ve gereçler

İng. raw materilas

1. Bir yapım, bir işlem ya da bir işlemin bir parçası. 2. Bir tümdeğer merkezi, bir değişken ya da satış alanıyle aralarında kolayca bağlantı kurulabilen ilk özdek ve gereçler.

dengeleyici özdek

İng. ballast

Gemiyi dengede tutan özdekler.

ham özdek

İng. raw material

İçerdiği yararlı özdeklerin üretimine elverişli, işlenmemiş ya da yarı işlenmiş özdek.

ilkel özdek ve gereçler

İng. raw materials

1. Üretim işlemi sırasında kullanılan ve yapılmışın varlığında yer alan özdekler. 2. Yapılmışın varlığına bir katkıda bulunmakla birlikte onun belirli bir öğesi olmayan özdekler. 3. Üretim işlemi sırasında yapılmışın varlığına girmemekle ...

işlenmemiş özdek

İng. raw material

İşleyimin her türlü yapım için gerekseme duyduğu işlenmemiş ya da yarı işlenmiş tarımsal, madensel ve hayvansal ürünler.


bk. hammadde


İng. raw material

işlenmemiş özdek genelsatağı

İng. raw materials markets

İlkel, ham özdek ederlerini saptayan genel satak.

kalımlı özdek

İng. stable substance

Kimyasal tepkimelerle kendi kendine değişmeyen özdek.

kalımsız özdek

İng. instable substance

Kendi kendine ayrışan ya da değişen özdek.


"özdek" karakter analizi

  • özdek, 5 karakter ile yazılır.
  • ö harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'ö', 'z', 'd', 'e', 'k', şeklindedir.
  • özdek kelimesinin tersten yazılışı ' kedzö' diziliminde gösterilir.

(d,e,k,z,ö) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

özdemlilik
İng. molarity

Bir litre çözeltideki çözünük özdem sayısı.

moloz döşek

(Mimarlık) Temel duvarları içine kaba taşlarla yapılan dolgu döşek.

gözünde büyümek

bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek: “Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyor

gözlek adam

İyi nişan alan (kimse).

gözden çıkarmak

bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek: “İnsan, emeğini o kadar kolay g

özdek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
ö7
z4
d3
e1
k1
Toplam puan değeri16