oynatım

oynatım

a. 1. Oynatma işi. 2. sin. Sinema endüstrisinin, filmlerin seyircilere gösterilmesi işiyle uğraşan kolu.

oynatım İng. exhibition

Sinema Sinema işleyiminin, filmlerin izleyicilere gösterilmesiyle uğraşan kolu.

oynatım ile benzer kelimeler

İng. world premiere

Sinema Yoğun bir tanıtı çabasıyla piyasaya sürülmüş bir filmin, dünyanın bir ya da birkaç kentinde aynı günde gösterilmeğe başlanması.

İng. first run, general release

Sinema Bir filmin ilk oynatımdan kısa süre sonra çeşitli sinemalarda aynı zamanda gösterimine başlanması.

İng. general release house, (ABD) general release theater

Sinema Genellikle yalnız birinci oynatımlar gerçekleştiren sinema.

İng. sneak preview

Sinema Bir filmin izleyicilerdeki tepkisini öğrenmek amacıyla bu filmin bir sinema izlencesine habersizce eklenip gösterilmesi.

İng. second run theatre (ABD: theater), second run house

Sinema Genellikle her vakit ikinci oynatımı gerçekleştiren sinema; sinema sınıflamasında en geride gelen sınıf.

İng. preview, prerelease, advance showing

Sinema Ön oynatım ile genel oynatım arasında yer alan oynatım.

İng. first screening theatre (ABD: theater), pre-release theatre

Sinema Genellikle her vakit ilk oynatım yapan sinema; sınıflamada ön sırada yer alan sinema.

İng. public showing, (ABD) public screening

Sinema Herhangi bir filmin kamuya sunulması. Özel oynatım karşıtı.

ikinci oynatım İng. second run Sinema Bir filmin, genel oynatıma girdikten sonra yeniden piyasaya sürülmesi durumu
zoymantı Hoşa gitmeyecek biçimde iriyarı, kaba saba. Biçimsiz, iri, kaba nesne.
zayıf noktalama bk. Noktalama.
yürek oynatması Kavga, can sıkıcı olay: Durduğu yerde çıkarmasana. Can sıkıcı olay ya da durum yaratan.
yükün toplaşımı İng. ion association Çözeltide, karşıt yükünlerin birbirlerini çekerek daha topluca bulunmaları.