önüne katmak

önüne katmak

önden yürütüp kendisi ardı sıra gitmek: Hep birden ayağa kalktılar, bizi de önlerine kattılar, yola düştük. -M. Ş. Esendal.

önüne katmak ile benzer kelimeler

1) aralarını açmak, aralarını bozmak, olay çıkarmak; 2) karıştırmak.

bire bin katmak: Rahmi'nin neyi var neyi yoksa özellikle de son zamanda aldıklarını, bire beş katarak sayanlar ... çıktı. -T. Buğra.

çok abartmak: Hiç merak etmeyin, hep bire bin katarak anlatır. -Y. K. Karaosmanoğlu.

başka veya yeni bir görüş açısı vermek, genişlik, kapsam ve içerik kazandırmak: Aylak kişiliğine tutarlı bir boyut katar. -H. Taner.

yaşama gücünü artırmak: Pınarların dibindeki çimenlik, sofada kuşların çığlıkları geziye çıkanların canına can katar. -S. Birsel.

değişik bir katkı yapmak: Varlığa yepyeni bir çeşni katan yepyeni bir ulus yaratacağım sizden. -T. Oflazoğlu.

Çocuğa veya birine seslenmek, ismiyle çağırmak.

1) bir işe karışmak, müdahale etmek; 2) bir işin yapılmasına yardım etmek.

Karışmak, müdahale etmek.

'ö', 'n', 'ü', 'n', 'e', ' ', 'k', 'a', 't', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
önüne katmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamtak enünö' diziliminde gösterilir.

Türkmenakören Afyon ili, Emirdağ ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
tek-yönlü akım İng. unidirectional current Tutarı değişmez olmasa da hep bir yönde akan akım.
taban götürmek Çekilip gitmek, süratle gitmek.
tabak döndürme İng. plate-spinning Değnek ucunda k gösterisi. Bir hokkabaz aynı anda beş altı tabak döndürebilir.
örümcekağı kent Osm. radyosantrik şehir Özeğinden çevresine doğru ışın gibi yayılan yolları olan, örümcekağı biçiminde dok