öksürük

öksürük, -ğü

a. 1. Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması: “Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok.” -H. E. Adıvar. 2. tıp Üşütme gibi bir sebeple ortaya çıkan göğüs hastalığı: “Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım.” -A. Gündüz.

öksürük Fr. Quinte
öksürük Fr. Toux
öksürük İng. cough

Solunum yollarında biriken mukus ve içindeki partiküllerin ani ve gürültülü bir nefes verme hareketiyle ağız boşluğuna getirilmesi ve bu biçimde uzaklaştırılmasını sağlayan önemli bir savunma refleksi.

---

öksürük ile benzer kelimeler

büyük öksürük Boğmaca.

endojen öksürük İng. endogen cough Solunum sistemi mukozasındaki değişiklikler nedeniyle mukozanın aşırı derecede uyarılmasıyla oluşan öksürük.

göğ öksürük Boğmaca öksürüğü.

gök öksürük Boğmaca öksürüğü.

kuru öksürük , -ğü a. Balgam çıkarılmayan öksürük: “Bir müddetten beri onda kuru bir öksürük vardı.” -H. Z. Uşaklıgil.

öksürük kesici İng. antitussive Öksürük refleksini merkezî veya periferik etkileriyle önleyen.

öksürük krampı İng. cough cramp Öksürük nöbeti.

öksürük nöbeti İng. cough attack Öksürüğün sürekli olması, öksürük krampı. Öksürük nöbeti larengotrakeitis olaylarında ortaya çıkar.

---