öğrenme

öğrenme

a. Öğrenmek işi: “Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım.” -A. Kutlu.

öğrenme İng. learning

1. Kavramsal düzenlemeler yapma süreci. 2-Alıştırma ve uygulamaların oldukça sürekli olan etkilerine verilen ad. 3. Belli bilgi, beceri ve anlayışlar edinme. 4. Tepki ve davranışlarda her zaman ya da kimi durumlarda yaşantıların oluşturduğu değişme.

öğrenme

ıttılâ’.

öğrenme İng. learn

Belirli durumlar ve sorunlara karşı olan tepki ve davranışlarımızı, araya giren başka etkinlik ve yaşantıların etkisiyle değiştirebilme.

öğrenme İng. learning

1. Belli durumlar ve sorunlar karşısında tepki ve davranış oluşturma, bunları değiştirerek yenilerini edinebilme yeteneği. 2-Ekinin iletilme ve yayılma süreci.

---

öğrenme ile benzer kelimeler

algısal öğrenme İng. perceptuai learning Bireyin çevresindeki nesne ve varlıkları algılayarak öğrenmesi ya da önceden öğrendiklerini yeni algılarla değiştirmesi.

algısal-devimsel öğrenme İng. perceptual-motor learning Sözlü olmayan nesnel bir uyaran karşısında devimsel bir tepki yapmayı öğrenme.

amaçlı öğrenme İng. intentional learning Ereği ve yöntemi önceden belirlenmiş olan isteğe dayalı öğrenme.

anlamlı öğrenme İng. meaningful learning Bir konuyu, bütün ayrıntılarını göz önünde bulundurmadan, nitelik ve anlamını kavrayacak biçimde öğrenme.

araçsal öğrenme İng. instrumental learning Deneğin, amaca yönelmesini kısaltan ve kolaylaştıran tepkileri öğrenmesi.

aralıksız öğrenme İng. unspaced learning Öğrenme deneylerinde, öğrenilmesi gereken konuyu ya da davranışı aralıksız yinelemelerle eksiksiz başarabilir duruma gelme.

aşırı öğrenme İng. overlearning Bir konu ya da becerinin öğreniminde, alıştırmaları yeterli öğrenme düzeyinin ötesine dek sürdürme.

ayırt edici öğrenme İng. discriminative learning Belirli algısal uyarımları yapabilmeyi ya da türlü durum ve uyaranları birbirinden ayırt edebilmeyi öğrenme.

---