ödek

ödek

Korkak.

ödek

1. Zarar ödentisi. 2. Borç senedi.

ödek

Pencere.

ödek

Çanak biçimindeki çamuru taşa vurup patlatarak oynanan bir çocuk oyunu.

ödek

Zarar ödentisi.

ödek

Ördek

ödek İng. suspension

Kural dışı, yakışıksız bir davranışta bulunan ayaktopu oyuncusuna verilen, oyuncunun para vermesini gerektiren ya da onu belirli bir zaman, kimi kez de ömür boyu oynamaktan uzaklaştıran karşılık.

ödek

bk. poliçe

ödek İng. bill of exchange

Bir kişinin başka bir kişi üzerindeki alacağını belirli bir süre sonunda bir üçüncü kişiye ya da göstereceği bir başka kişiye ödemesi için borçlusuna gönderdiği tecimsel belgit.

ödek (I)

Korkak.

ödek (II)

Zaman, tazminat, ödenilmesi gereken şey.

Ödek

Çankırı ili, Şabanözü ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Ödek

Sivas ili, Mursal bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

ödek ile benzer kelimeler

adresli ödek İng. addressed bill Üçüncü kişinin ve ilgilisinin aynı kentte oturmaları nedeniyle ödemenin de o yerde yapılmasını koşullayan ödek.

belgeli ödek İng. documentary bill Deniz taşımı belgesi, güvence ödeği ya da korunma satımcası eklenmiş .

eksik ödek İng. clean bill Her hangi bir tecimsel belgenin eklenmemiş olduğu ödek.

güvenceli ödek eki İng. additional policy 1. Bazı değişiklikler yapılması gerektiğinde uygulanacak değişiklikleri göstermek üzere yazılarak ödeğe eklenen belge. 2. Güvence ödeğinde özel nitelikte bir değişiklik yapılması gerekir, ve ödeğin tüm olarak yenilenmesi istenilmezse ...

iç ödek İng. domestic bill Çekiliş ve ödenişi aynı ülke içinde yapılan ödek.

içte çekilen-dışta ödenebilen ödek İng. made bill Yurt içinde düzenlenerek çekilen ve yurt dışında ödenebilmesi olanaklı ödek.

indirimli ödek İng. bankable bill İnancasından ötürü banka ve diğer para işleriyle uğraşan kuruluşlarca kabul ve indirim yapılmağa yeterli görülen ödekler.

kabul edilmemiş- ödenmemiş ödek İng. dishonoured bill İlgilinin kendisine çekilen bir ödeği kabulden kaçınması ve verildiğinde ödememesi.

---