nutku tutulmak

nutku tutulmak

korkudan, şaşkınlıktan ve öfkeden konuşamaz olmak: Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen konuşamadı. -N. F. Kısakürek.

nutku tutulmak

Yeme isteği azalmak.

nutku tutulmak ile benzer kelimeler

Dili tutulmak

Korkudan şaşırıp kalmak.

Dili tutulmak, şaşırmak.

1) konuşamamak; 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak: Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri. -N. Cumalı.

Sığır böğelek tarafından rahatsız edilmek, ısırılmak.

buhran geçirmek.

sancılanmak: Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum. -H. Z. Uşaklıgil.

bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum. -O. Pamuk.

bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım. -A. Gündüz.

'n', 'u', 't', 'k', 'u', ' ', 't', 'u', 't', 'u', 'l', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
nutku tutulmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamlutut uktun' diziliminde gösterilir.

tunçlaşmak (nsz) Tunç rengini almak.
koruntulamak Fr. İmmunir
zorunlu tahkim 1. (obligatory arbitration) Borçlu tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilen borç ertelemesi. 2. (obligatory consolidation
zonguldatmak Eşeği tırıs yürütmek.
zapt olunmak kavranmak, bütünüyle öğrenilmek: Bir milletin ruhu zapt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça o millete hâ