musluk

musluk, -ğu Ar. masl°k

a. 1. Takıldığı boru veya kabın içindeki akışkanı, istenildiğinde akıtabilecek bir düzende yapılmış açılır kapanır alet: “Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o!” -N. Hikmet. 2. El yıkamaya yarayan yer, lavabo: “Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler.” -A. Gündüz.

musluk

Çok yüksek, boylu.

musluk

Çok yiyen, karnı geniş.

musluk

1. Armağan olarak götürülen kesilmiş hayvan. 2. Kesilmiş, yüzülmüş, temizlenmiş fakat bölünmemiş hayvan eti (koyun vb.). 3. Ölürken kesilen hayvan eti.

musluk

1. Sebil. 2. Kırlarda hayır sahiplerinin yaptırdığı su depoları, su küpleri. 3. Küçük içme suyu deposu, yedek çeşme. 4. Sarnıç. 5. Kışın dolup yazın suyu azalan kuyu. 6. Ağaçtan yapılmış su tası. 7. Çam ağacından yapılmış çeşme yalağı.

musluk

Ev içindeki buğday ambarı.

musluk

Ahırda hayvanların yem yemesine yarayan tahtadan yapılmış yemlik.

musluk

Yol kıyılarına hayır için konulan su küpü.

musluk

Değirmen taşının üstüne tahıl akıtmak için yerleştirilen tahta araç.

musluk İng. faucet, tap, cock

Kullanma yerinde suyu açıp kapamakta kullanılan araç.

musluk

Kalaycı ocaklarındaki hava deliği. (*Aksaray -Niğde)

---

musluk ile benzer kelimeler

duvar musluk takımı İng. wall type combination faucet Soğuk ve sıcak suyu ılıştırıp akıtabilir biçimde alınması için duvara konan su alma yeri.

kısa musluk İng. short faucet Boyun kısmı öteki muslaklara göre daha kısa olan musluklara verilen genel ad.

lavabo musluk takımı İng. lavatory combination fitting Sıcak ve soğuk suyun ılıştırılarak lavaboya akmasını sağlayan araç.

rakorlu musluk , -ğu a. Hortum bağlamak için kullanılan musluk.

uzun musluk İng. long faucet Döşeme bağlandığı uç ile akma ucu arası uzun olan musluk.

yunak musluk takımı İng. combination tub filler Banyoda suyun ılıştırılarak kullanılmasını sağlayan musluk takımı.

---