molar iletkenlik

molar iletkenlik İng. molar conductance

Bir molekül-gram elektrolitin iletkenliği.


molar iletkenlik İng. molar conductance

Bir mol çözünmüş madde içeren elektrolitin iletkenliği.


molar iletkenlik ile benzer kelimeler

sınır molar iletkenlik

İng. limit molar conductance

Seyretmeyle değişmeyen en büyük molar iletkenlik değeri.

molar absorplama katsayısı

İng. molar absorptivity

Beer kanunu eşitliğinde, b cm ve c ise mol/L cinsinden alındığında absorplayıcı türler için kendine has değerlerde olan orantı katsayısı.

molar ayırıcı

İng. molar separator

Molar dişi alveolden ayırarak kolayca çekilmesini sağlayan aygıt.

molar çözelti

İng. molar solution

1 litre çözelti içinde, 1 mol çözünen özdek bulunduğunu gösteren bir tür derişim ölçüsü,


İng. molar solution

Molarite.

molar etkinlik

İng. molar activate

Bir enzim molekülü tarafından optimal koşullarda bir dakikada ürüne dönüştürülen substrat molekülü sayısı, moleküler etkinlik.

molar kesici

İng. molar cutter

Molar dişi keserek ikiye ayırıp kolayca çekilmesini sağlayan aygıt.

molar konsantrasyon

İng. molar concentration

Molarite.

molar solüsyon

İng. molar solution

Bir mol maddenin toplam 1000 ml su içinde çözünmesi.


"molar iletkenlik" karakter analizi

  • molar iletkenlik, 16 karakter ile yazılır.
  • m harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'm', 'o', 'l', 'a', 'r', ' ', 'i', 'l', 'e', 't', 'k', 'e', 'n', 'l', 'i', 'k', şeklindedir.
  • molar iletkenlik kelimesinin tersten yazılışı ' kilnekteli ralom' diziliminde gösterilir.

(a,e,i,k,l,m,n,o,r,t) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tüketim fonları

1. (centralized consumption funds) Sosyalist toplumlarda millî gelirin, toplum üyelerine karşılıksız ya da çok uygun koşullarda

trikloromelamin
İng. trichloromelamine

Formülü NC(NHCl)NC(NHCl)NC(NHCl), doygun sulu çözeltisindeki pH değeri 4, kendiliği

toparlanabilmek

(nsz) Toparlanma imkânı veya olasılığı bulunmak.

tertip olunmak

düzenlenmek: “Bu gece yazılacak yazım, tertip olunacak nutkum var.” -Ö. Seyfettin.

tedirgin olmak

huzuru kaçmak: “Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın.” -E. Şafak.