markaya el koyma
Markaya, bir mal gibi elkoyma ve böylece satışını yapma.
markaya el koyma ile benzer kelimeler
markaya elatmaİng. transgression of the mark, infringment of the markMarkayı haksız yere kullanarak iyesine dokunca verme. |
el koymaİng. confiscation, seizureMülkiyet konusu olan bir mal ya da hakkın devlet tarafından zorla alınması. |
el koyma (zorödetim)İng. distraint, attachment, seizureBorcunu ödemeyen borçlunun, elinde ya da üçüncü kişilerde olan taşınmaz, taşınabilir malları ve alacaklarının anaparanın ve üremlerinin (faiz) giderleriyle birlikte alacağa yetecek olanına yetkililerce el konması. |
işleme koymaİng. drawingTecimsel bir belgiti düzenleyerek imza ettikten sonra . |
işleme koyma fiyatıİng. exercise price, striking priceAlım seçme yetkisinde hisse senedi veya dövizi satınalma veya satma fiyatı. |
koymaa. Koymak işi. Yapma, uydurma, iğreti : Koyma pınarda su durmaz. |
koyma akıl, -klıa. Denenmemiş, etkisi kısa süren, o an için ortaya atılmış bir tür nasihat: Atalarımızın çok güzel bir sözü vardır. Aklı ikiye ayırırlar: Koyma akıl, oyma akıl. Koyma akıl ancak kapıya kadar sürer. Oyma akıl ise bütün hayata siner, derler. -H. Taner. ... |
marka koyma zorunluluğuİng. putting of compulsory markYasalarda gösterilen durumlarda ve yasaların verdiği yetkiye göre, bütün ya da kimi mallar üzerine marka konulması zorunluluğu. |
"markaya el koyma" karakter analizi
- markaya el koyma, 16 karakter ile yazılır.
- m harfi ile başlar, a harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'm', 'a', 'r', 'k', 'a', 'y', 'a', ' ', 'e', 'l', ' ', 'k', 'o', 'y', 'm', 'a', şeklindedir.
- markaya el koyma kelimesinin tersten yazılışı ' amyok le ayakram' diziliminde gösterilir.
(a,e,k,l,m,o,r,y) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
eyer boşaltmak1) cirit oyununda hedef olmaktan kurtulmak için eyer üzerinde sağa sola eğilmek; 2) saldırıları boşa çıkaracak önlemler almak.< |
zorlayabilmek(-i, -e) Zorlamaya gücü yetmek: Konferansların parasını önceden vermeye beni kim zorlayabilir. -N. Hikmet. |
yüzberi olmakYüzleşmek, yüz yüze gelip hesaplaşmak anlaşmak. |
yüreği bozulmakbunalmak, sıkılmak: Yüreği bozulanların gözleri karanlık koridorlara, kapılara, pencerelere kaydı. -L. Tekin. |
yorumlayabilmek(-i) Yorumlama imkânı veya olasılığı bulunmak: Tarihçiler, iktisatçılar, siyasetçiler yorumlayabilirler savaşı. -< |