lüks

lüks Fr. luxe

(I) a. 1. Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat: “Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir.” -N. Cumalı. 2. sf. Gösterişli, şatafatlı: “Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor.” -T. Buğra. 3. sf. Gereksinim dışı olan: “Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi.” -A. Ağaoğlu. 4. sf. Aşırı, fazla.

lüks Fr. lux

(II) a. 1. fiz. Aydınlatma ölçü birimi. 2. Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası: “Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış.” -R. N. Güntekin.

lüks

bk. lümen bölü metrekare.

lüks İng. lux

Metrekare yüzeye bir lümenlik ışıkakısı düşmekle sağlanan aydınlanma birimi, bk. mummetre.

lüks İng. lux

Aydınlanma birimi, bir lümenlik ışık akısının 1 m. uzaklıktaki bir yüzeye verdiği aydınlık.

lüks İng. lux

lx ile gösterilen aydınlanmanın SI birim sisteminde kullanılan , 1m uzaklıkta, 1 saatde, standart Hefner mumu tarafından yayılan ışığın şiddeti .1 lx= 1 Lumen/m2= 0,0001000 .Açık havada güneş 100.000 lx ; kapalı havada güneş 300 lx ; parlak ay ışığı 70 lx ; endüşük görüş sınırı 0,000006 lx ‘ dür.

lüks, lx İng. lux, Ix

Sinema/TV. SI aydınlatma birimi: Metrekareye 1 lümen.

---

lüks ile benzer kelimeler

lüks baskı a. Kitapların iyi cins kâğıt ve özel ciltli kapaklara basılan biçimi.

lüks hayat a. Fazla masraf gerektiren tantanalı, gösterişli ve göz kamaştırıcı yaşama biçimi.

lüks koltuk , -ğu a. sin. ve tiy. Salonun arka ve yan taraflarında özel bölmelerde yer alan ve ücreti farklı olan koltuk. İng. pit Sinema Koltuğun bazı sinemalarda uğradığı ikinci bölünme.

lüks lambası a. Lüks (II).

lüks mal İng. luxury good İstem gelir esnekliği birden büyük olan normal mal.

lüks mevki a. Birinci mevki: “Kim demiş onu diye arsız arsız sırıtmış ve ye doğru yürümüş.” -H. Taner.

lüks tarife a. İyi hizmet verilen yerlerde uygulanan, normal fiyattan yüksek olan ücret.

lüks tüketim vergisi İng. luxury tax Yaşamı sürdürmek için zorunlu olmadığı düşünülen lüks mallara uygulanan dolaylı bir vergi türü.

---