kuş tüyü

kuş tüyü

a. 1. Yatak, yorgan, yastık doldurmaya yarayan bazı kuşların tüyü. 2. sf. Bu tüylerle doldurulmuş olan: “Kuş tüyü yastıklı hasır sandalyelere oturdular.” -R. H. Karay.

kuş tüyü Fr. Édredon
kuş tüyü İng. feather

Kuşların vücutlarını örten çeşitli yapı ve renkteki üst deri uzantıları.

kuş tüyü İng. feather

Kuşların vücudunu örten çeşitli yapı ve renkdeki üst-deri uzantıları; tüy.

---

kuş tüyü ile benzer kelimeler

iri kuş tüyü İng. quill Kuşlar tüy dökümüne girdiğinde ve vücutları kısmen pin tüylerle kaplandığında kullanılan, tüy folikülleri tarafından oluşturulmuş tüy.

kuş tüyü dejenerasyonu İng. bird feather degeneration Karaciğer hücrelerinde uzun süreli safra durgunluğuyla birlikte görülen, hücre şişliğiyle belirgin hücre zedelenmesi.

kuş tüyü gibi çok yumuşak (oturacak, yatacak yer).

kuş kuş Bebek avutmak ve uyutmak için kullanılan ünlem.

kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir “öyle kişiler vardır ki acımadan en ağır işte kullanılır, öyle kişiler de vardır ki iş gördürmek şöyle dursun onlara hizmet edilir”.

ana tüyü Kuş veya tavuk yavrularının yumurtadan çıktıkları zamanki ilk tüyleri.

ayva tüyü a. Vücuttaki ince, sarı tüyler: “Sarı ayva tüyleriyle kaplı incecik kollarını biraz fazla sıkacak olsam eriyiverecek sanırım.” -H. Taner. Fr. Duvet

(birinde) şeytan tüyü olmak kendini herkese kolaylıkla sevdirme özelliği bulunmak: “Bende şeytan tüyü vardır.” -H. R. Gürpınar.

---