kulak kiri bezleri

kulak kiri bezleri İng. glandulae ceruminosae

anat. Dış işitme yolunda bulunan kulak kiri denen salgıyı yapan bezler, glandula seruminoza.


kulak kiri bezleri ile benzer kelimeler

kiri kiri

At ve eşek çağırma ünlemi

kulak kiri

bk. seruminöz bezler


İng. cerumen

Dış kulak yolundaki glandula seruminoza adı verilen yağ bezlerinin bal mumu benzeri kahverengi sıvı salgısı, kulak salgısı, kulak yağı, serümen.

devede kulak (veya kulak gibi) kalmak

1) çok az önemi olmak, söz etmeye değer bulmamak: “Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır.” -S. Birsel. 2) yetersiz, çok küçük veya az olmak: “Tekaüt aylıkları günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu.” -R. N. G...

el kiri

a. Kolayca vazgeçilir, atılır şey.


Para anlamına da kullanılır.


Kolayca temizlenip giderilebilen nesne.

etek kiri

a. Yolsuz ilişki.

kayaç kiri

İng. Patina

Uzun zaman havanın etkisi altında kalmış kayacın üstündeki renkli zar.

kiri

Eşek yavrusu, sıpa.


Sonra : Senden ben geleceğim.


Sesini kes, sus : Kişi oğluysan dur yerinde.


İnat.


Sus


Geri


kiri kabarmak

nem, ısı vb. sebeplerle kir, üzerinde bulunduğu yüzeyden ayrılabilir duruma gelmek.


"kulak kiri bezleri" karakter analizi

  • kulak kiri bezleri, 18 karakter ile yazılır.
  • k harfi ile başlar, i harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'k', 'u', 'l', 'a', 'k', ' ', 'k', 'i', 'r', 'i', ' ', 'b', 'e', 'z', 'l', 'e', 'r', 'i', şeklindedir.
  • kulak kiri bezleri kelimesinin tersten yazılışı ' irelzeb irik kaluk' diziliminde gösterilir.

(a,b,e,i,k,l,r,u,z) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yüreği bozulmak

bunalmak, sıkılmak: “Yüreği bozulanların gözleri karanlık koridorlara, kapılara, pencerelere kaydı.” -L. Tekin.

uzlaştırabilmek

(-i) Uzlaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

uzay öbekleri
İng. space groups

Sonsuz uzamlı kırılcaların yapı türlerini veren bakışım öbekleri.

uzak belirti
İng. distance symptom

Hastalığın yerleştiği organdan uzakta lezyonla ilgili olarak biçimlenen bozukluklar.

bozdurulabilmek

(nsz) Bozdurulma imkânı veya olasılığı bulunmak.