kordon

kordon Fr. cordon

a. 1. Genellikle ipekten yapılmış kalın ip: Yaver kordonu. 2. Saat, madalyon vb.ni asmaya yarayan ince zincir: “Bize defineden pay çıkaracak derken bütün urbamızı, saat kordonumuzu, para cüzdanımızı, yeni potinlerimizi üste verdik.” -H. R. Gürpınar. 3. İnce tellerden örülen ve özellikle ütü, ızgara vb. ev araçlarında kullanılan elektrik kablosu. 4. İnce uzun sıralar durumunda yapılmış oymalı duvar veya mobilya süsü. 5. Teneke ve çinkodan yapılan eşyaların üstüne süs yapmak için kullanılan araç. 6. Bir yere girip çıkmayı denetim altına almak için görevlilerden oluşturulan dizi: Polis kordonu. Kordonu kaldırmak. 7. Kıyı şeridi. 8. tıp Hamilelik döneminde anne ile bebeği arasında beslenmeyi sağlayan ince boru. 9. coğ. Kabaran denizin kumsalda bıraktığı döküntü katmanı.

kordon

1. Marangoz avadanlığına vurulan süs. 2. Teneke ve çinkodan yapılan eşyaların üstüne süs yapmak için kullanılan araç.

< Fr. cordon) kordon

kordon

Süs aleti olarak altın zincir

kordon Osm. kordon

1. Genellikle ipek ya da pamuk ipliğinden hazırlanmış, çok büklümlü kalın sicim. Döşemede dikiş yerlerini örtmek için kullanılır. 2. Ağaç kenarlarına açılan girinti çıkıntılar.

kordon İng. stringcourse

(Mimarlık) Bir yapının dış yüzünde, kat düzeylerini gösteren silmelerin her biri.

Kordon

Manisa ili, Salihli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

kordon ile benzer kelimeler

dikey kordon biçimi ağaç Osm. àmudî kordon

kordon altına almak bir yere giriş çıkışı önlemek için o yeri görevlilerce korumak.

kordon boyu a. Denize kıyısı olan şehirlerde kıyı boyunca uzanan imarlı yol: “Kordon boyunun sıcak kaldırımları üstünde akşamın ilk gölgeleri uzanmaya başlamıştı.” -A. İlhan.

kordon makinesi Teneke eşyalara kabartma süs yapmakta kullanılan iki silindirli araç. (-Kırklareli)

kordon rendesi Osm. kordon rendesl Bir parçanın kenarına kordon açan ve tığı buna göre biçimlendirilen özel rende.

spermatik kordon İng. spermatic cord Sperma kordonu.

---