konuşma

konuşma

a. 1. Konuşmak işi: “Hurşit hiç karışmıyordu konuşmaya.” -A. Kulin. 2. Görüşme, danışma, müzakere. 3. Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılan söyleşi, konferans: “Bu konuşmaya nihayet verirken okumak terbiyesinden bahsetmek lazımdır.” -Y. K. Beyatlı.

konuşma İng. dialogue

Bir oyunda iki kişinin birbiriyle konuşması.

konuşma İng. speech

Düşünceyi sözle ifade etme işi. Aynı dili konuşan bireyler arasında sözle anlaşma biçimi.

konuşma Osm. Musahabe

Bir konuyu, iddiasız olarak inceliyen söylev.

konuşma

Azerbaycan Türkçesi: danışıg; Türkmen Türkçesi: gepleşik; Gagauz Türkçesi: konuşmak ~ lafetmäk;Özbek Türkçesi: sozlaşuv; Uygur Türkçesi: sözlişiş; Tat: söyläşü ~ süz alışu ~ söyläm; Başkurt Türkçesi: höyläşew; Kmk: söylew ~ lakır; Krç.-Malk.: söleşiw ~ uşak; Nogay Türkçesi: söylesüw; Kazak Türkçesi: söylesuw; Kırgız Türkçesi: süylöşüü; Alt:: kuuçın-ermek; Hakas Türkçesi: çooh; Tuva Türkçesi: çugaa; Şor Türkçesi: çook ~ çooktaş; Rusça: razgovor

konuşma İng. dialogue

Bir oyunda iki kişi arasında söylediği, oyuna göre düzenlenmiş sözler.

konuşma İng. speech

İnsanın, dili kullanma yoluyla çevresindekileri iletişimde bulunması, onlara kendi düşünce ve duygularını bildirmesi.

konuşma Fr. conférence

Bilim savı taşıyan ve bir konuyu inceleyen söylev.

---

konuşma ile benzer kelimeler

bağlantısız konuşma İng. incoherence Bütünlüğü ve anlamı bozan bağlantısız söz parçalarıyle konuşma.

cafcaflı konuşma İng. affected diction Alışıla gelinmiş ses bölgesinin dışına çıkarak iddialı bir biçimde konuşma.

çocuksu konuşma İng. baby talk Çok kez uyum güçlükleri yüzünden yetişkin bir kimsenin, küçük çocuklara özgü birtakım söyleyiş yanlışlıkları yaparak konuşması.

doğaçtan konuşma Osm. irticalen konuşma Hiçbir betiğe dayanmadan konuşma. Bu da bir yaratıcılık gerektirir.

günlük konuşma a. dil b. Konuşma dili: “Bir memlekette kitap kültürü ne kadar zenginse da o kadar zengin olur.” -M. Kaplan.

güzel konuşma İng. diction Söz söylerken düşünceleri ve duyguları doğru, uygun bir biçimde anlatma sanatı. Sesin uyumunu, söyleyişi, hareketi, mimiği ve alınması gereken tavırları yerinde ve güzel kullanarak sağlama sanatı.

iç konuşma İng. inner monologue Bir oyuncunun, sahnede konuşmamasına karşın, düşündüklerini ve ruh durumunu seyirciye duyurması. İng. inner monologue Bir oyuncunun sahnede konuşmadığı halde, düşündüklerini seyirciye du...

içinden (konuşma) İng. internal monologue, inner monologue, interior monologue (voice) Sinema/TV. Görüntülükte görünen bir kimse konuşmadığı halde, aklından geçenlerin bu kimsenin sesiyle aktarılması durumu.

---