kökenli

kökenli

sf. 1. Kökeni olan. 2. Belli bir kaynaktan çıkmış olan, bir kaynağa dayanan.

kökenli Fr. Aborigène
Kökenli

Ordu ili, Uzunisa bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Kökenli

Şanlıurfa ili, Harran ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

kökenli ile benzer kelimeler

Afrika kökenli Amerikalılar

İng.Afro-Americans Fr.Afro-Américains

Hayvan kadavrasının, hayvan organlarının, hayvan ürünlerinin özel biçimde işlenip kurutulup öğütülmesinden elde edilen et unu, et kemik unu, kan unu, mezbaha, su ürünleri, süt sanayi kalıntıları unları vb. yemler.

ruhsal kökenli beden hastalıkları

İng. psychosometic disorder

Ülser, astım ve şeker hastalığı gibi çoğu zaman ruhsal nedenlerle gelişen ve beden yapısı ya da görevlerinde çöküntülere sebep olan hastalıklar.

sahte kökenli eşya

İng. good with fake origin

Gümrük Kanununa göre gerek üzerlerinde, gerek iç ve dış ambalajlannda üretildiği köken ülkesinden başka bir ülke kökenli olduğu izlenimini veren ad veya işaret taşıyan eşya.

sinir kökenli atrofi

İng. neurogenic atrophy

Sinirsel uyarımların azalması nedeniyle hücrelerin hacminin azalması sonucu, organ veya dokunun küçülmesi, denervasyon atrofisi, nörojenik atrofi, nöropatik atrofi.

sinir kökenli şok

İng. neurogenic shock

Beyin travması, omurilik zedelenmesi, beyin hasarı, spinal veya derin genel anestezi gibi nedenlerden dolayı damar tonusunun kaybolması sonucu çevresel damarlarda kanın göllenmesinden kaynaklanan akut kan dolaşımı yetmezliği, nörojenik...

"kökenli" karakter analizi

kökenli, 7 karakter ile yazılır.
k harfi ile başlar, i harfi ile biter.

Karakter dağılımı

'k', 'ö', 'k', 'e', 'n', 'l', 'i', şeklindedir.
kökenli kelimesinin tersten yazılışı ' ilnekök' diziliminde gösterilir.

(e,i,k,l,n,ö) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tekil önerme İng. singular sentence İçinde hiç bir niceleyici geçmeyen önerme. \|\| Anl. nicelenmemiş önerme.
örgencilik İng. organicism İnsan toplumlarının canlı örgenlikleriyle aynı oluşum ve işleyiş düzenlilikleri bulunduğun
önemsizlik , -ği a. Önemsiz olma durumu, ehemmiyetsizlik.
öfkeleniş a. Öfkelenme işi: Bütün lerimde olduğu gibi mırıldanıyordu. -T. Buğra.
öfkelenebilmek (-e) Öfkelenme imkânı veya olasılığı bulunmak.

kökenli - Scrabble puan değerleri

Harf	Puan
k	1
ö	7
k	1
e	1
n	1
l	1
i	1
Toplam puan değeri	13