kızıp durmak

kızıp durmak

sürekli olarak kızmak ve söylenmek: Tatmin olmamış bir sanatçı öfkesiyle eski arkadaşlarına kızıp duruyordu. -Ç. Altan.

kızıp durmak ile benzer kelimeler

başkasına kızıp kendine zararlı olan bir iş yapmak.

başkasına kızıp kendisine zarar verecek iş görmek.

önemsiz bir durum karşısında kızarak kendisine daha büyük zarar verecek davranışta bulunmak.

ciddi, ağırbaşlı, oturaklı, soğukkanlı hareket etmek: Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar. -M. Ş. Esendal.

itiraz edememek, söyleyecek sözü kalmamak: Böyle duru bir mantık karşısında akan sular duruyordu. -A. Kulin.

düşünemez bir duruma gelmek, şaşırmak.

1) deniz aracı kıyıdan veya başka bir deniz aracından uzakta beklemek; 2) argo uzak durmak, karışmak istememek, ilgisiz davranmak.

alargada durmak (veya tutmak) argo

1) uzakta durmak; 2) den. deniz aracını kıyıdan veya başka bir deniz aracından uzakta bekletmek.

'k', 'ı', 'z', 'ı', 'p', ' ', 'd', 'u', 'r', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
kızıp durmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamrud pızık' diziliminde gösterilir.