kızılaltı ışınım

kızılaltı ışınım İng. infrared radiation

Tek renkli bileşenlerinin dalga boylan yaklaşık olarak 780 ile 10 (üzeri5) nm. (nanometre) arasında olan ışınım.

kızılaltı ışınım İng. infrared radiation

Sıklıkları, görünen izgenin kırmızı ucunun altına düşen görünmeyen ışınımlara verilen ad.

kızılaltı ışınım ile benzer kelimeler

kızılaltı

İng. infrared

Kırmızı ışıktan daha düşük titreşim sayılı ışık.

Fr. infra-rouge

(kızıl ötesi) (fizik)

bk. kızılötesi.

kızılaltı duyarkatı

İng. infrared emulsion

Sinema Genellikle gün ışığında gece etkisi elde etmekte ya da örtülü film işleminde kullanılan, izgenin kızılaltı ışınımlarına çok duyar olan duyarkat çeşidi.

kızılaltı ışık

İng. infrared

Kırmızı ışıktan daha düşük titreşim sayılı, daha uzun dalgalı ışık. Gözle görünmeyen ışınım.

Sinema/TV. Elektromıknatıs ışınımın, görünür ışık ile PYY radyo dalgaları arasındaki dalga uzunluklarını, yani 0,8 mikron ile 1 m dalga uzunluklarını kapsayan, izgenin kırmızıdan sonra gelen bölümünde yer alan ışınım.

kızılaltı izge

İng. infrared spectrum

Görünür kırmızılığın bittiği, 7,5 X 10(...)cm. den, 3 x 10(...) cm. ye değin giden dalga boylarını kapsayan akımmıknatıssal izge.

kızılaltı kurutması

İng. infrared drying

Sinema İşlemeden sonra filmin sıcak hava yerine kızılaltı ışınımıyla kurutulması.

kızılaltı lambası

İng. infra-red lamp

İşınımı özellikle kızılaltı ışınlar bakımından zengin olan ve ışıksal niteliği pek önemli olmayan lamba.

kızılaltı soğurum izgesi

İng. infrared absorption spectrum

Kızılaltı ışınımlar bölgesine düşen ışınımlardan kiminin, kimi özdeciklerce soğurulmasıyla oluşan izge.

"kızılaltı ışınım" karakter analizi

kızılaltı ışınım, 16 karakter ile yazılır.
k harfi ile başlar, m harfi ile biter.

Karakter dağılımı

'k', 'ı', 'z', 'ı', 'l', 'a', 'l', 't', 'ı', ' ', 'ı', 'ş', 'ı', 'n', 'ı', 'm', şeklindedir.
kızılaltı ışınım kelimesinin tersten yazılışı ' mınışı ıtlalızık' diziliminde gösterilir.

(a,k,l,m,n,t,z,ı,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yansızlaştırmak (-i) Yansız duruma getirmek. Osm. tâdil etmek (kimya)
tavuklanmış töz İng. picked ore
sonsuzlaştırmak (-i) Sonsuzlaşma işini yaptırmak.
koşutzamanlı İng. concurrent
cansızlaştırmak (-i) 1. Cansız duruma getirmek. 2. tıp Bir dişin canlı dokusunu yok etmek.