kıvılcım

kıvılcım

a. 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, alev, çakım, çakın, çıngı, şerare: “Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı.” -C. Uçuk. 2. Demir, taş vb. maddelerin güçlü çarpışmasından sıçrayan ateş durumundaki parçacıkları. 3. mec. Harekete geçiren etken: “Beyninde çakan şimşeğin kıvılcımları hemen ağzından saçılır.” -H. R. Gürpınar. 4. gök b. Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama.

kıvılcım Fr. Étincelle
kıvılcım

Koyun kılı ve samanla karışmış tandır yakacağı : Bu seferki yaptığımız ekmekte bir çuval kıvılcım yandı.

kıvılcım İng. spark

Hava gibi uçun halinde yalıtkan bir ortamda birdenbire oluşan kısa süreli elektrik boşalması.

kıvılcım İng. spark, moustaches

Güneş yüzeyinde görülen kesikli ışımalara verilen ad.

kıvılcım İng. spark
kıvılcım Osm. şerâre

(fizik)

Kıvılcım Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete geçiren etken.Cinsiyet: Kız 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete geçiren etken.

---

kıvılcım ile benzer kelimeler

kıvılcım erkili İng. sparking potential Bir yalıtkan ya da içyükül içinde kıvılcım atımı için gerekli boşalım erkili.

kıvılcım gibi Sürekli ve tez

kıvılcım izgesi İng. spark spectrum Birleşimi bilinen üşekler arasında ya da ter özdek içinde oluşan kıvılcım ışığının verdiği izge.

kıvılcım kangalı İng. spark coil Elektiriksel kıvılcım oluşturmak için gerekli yüksek gerilimi sağlayan irkilim kangalı.

kıvılcım neon Lat. Hemigrammus pulcher Doğal olarak Amazon Nehri’nin Peru içinde kalan kısımlarında yaygın olan, boyları 5 cm olabilen, hafif zeytin yeşili veya sarımsı tonlu bir akvaryum balığı.

kıvılcım ölçer Fr. Spinthéromètre

kıvılcım tutucu İng. spark arrester

---