izinli ilk baskı

izinli ilk baskı İng. first autohrized edition

İyesinin izni alınarak yapılmış olan ilk baskı.


izinli ilk baskı ile benzer kelimeler

ilk giren ilk çıkar

İng. first in first out, FİFO

Üretimde ilk defa kullanılan hammadde veya aramalının alınış sırasına göre ve alım maliyetiyle değerlendirildiği varsayılarak yapılan stok değerlendirme yöntemi. krş. son giren ilk çıkar 1

ilk giren-ilk çıkan

İng. first in first out

İlk satın alınan malın, ilk gerecin ilk kez satıldığı ya da kullanıldığına ilişkin genel bir tecim varsayımı.

izinli

sf. 1. İzin alarak belli bir süre için bir yerden ayrılmış, mezun. 2. Yetkilendirilmiş. 3. İzin alınan: “Bu gece beş, on para çıkarırsan gecemde papaz uçururuz.” -K. Tahir. 4. İzin verilmiş: “Ölebilseydim, ölmeye olsaydım, boynumda bir ip, ayaklarımı yerden...

izinli çıkmak

izin alarak belli bir süre için bir yerden ayrılmak: “İlk bakışta bana izinli çıkmış bir hasta bakıcı gibi göründü.” -R. N. Güntekin.

izinli erişim hakları

İng. granted access rights

izinli kuşak

İng. allowed band

Bir katıdaki eksiciklerin olası erke aralığı.

izinli satış

İng. sale of subordoned, to consentment of other people

Başkasının izni ile geçerli olabilen satış.

izinli saymak

1) izin vermek; 2) mec. bir işte ayrı tutmak.


"izinli ilk baskı" karakter analizi

  • izinli ilk baskı, 16 karakter ile yazılır.
  • i harfi ile başlar, ı harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'i', 'z', 'i', 'n', 'l', 'i', ' ', 'i', 'l', 'k', ' ', 'b', 'a', 's', 'k', 'ı', şeklindedir.
  • izinli ilk baskı kelimesinin tersten yazılışı ' ıksab kli ilnizi' diziliminde gösterilir.

(a,b,i,k,l,n,s,z,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

kuzey balinası
İng. seiwhale

Balinalar (Cetacea) takımının, çatal kuyruklu balinagiller (Balaenopteridae) familyasından,

zincir baklası
Osm.

Zincir frezede talaş çıkaran zincirin kesici parçalarından her biri.


inzibatsızlık
, -ğı

a. Düzensiz, başıboş olma: “Vaadime sadık kalırım fakat inzibatsızlığa göz yummak olamaz.” -R. N. Güntekin

intibaksızlık
, -ğı

a. İntibaksız olma durumu.

azımsanabilmek

(nsz) Azımsanma imkânı veya olasılığı bulunmak.