iti

iti

a. İtici güç, ilham verici: “Hayalî aşklar ona yaratmalarında en sıcak iti oluyor, iç iklimini uzun süre ısıtıyordu.” -H. Taner.

iti Fr. Antiutride
iti

Sıcak, kaynar.

iti

Un elerken dökülmemesi için yere serilen bez ya da şaplanmış deriden yapılan örtü.

iti

Keskin (bıçak için).

iti

1. Çok tuzlu. 2. Acı: Bu ilaç çok itidir. 3. Çok yağlı, ağır (yemek). 4. Ekşi. 5. Tatlı. 6. Keskin (sirke için). 7. Tadı tiksinti verici olan: Bu balık yağı çok iti.

iti

Keskin (görüş için): Gözü iti.

iti

Ütü.

iti

1. Zeki. 2. Kızgın, asabi: Bugün Ali efendi çok iti idi.

iti

1. Eleklerin üzerine konan deri. 2. bk.ita.

iti

Koyu (renk için).

iti

Kötü, fena, iğrenç.

iti

Keskin.

iti İng. urge

Belirli bir ereğe ulaşmak ya da belirli bir eyleme girişmek için duyulan güçlü ve sürekli tepi.

iti, (yiti)

1. Sert, keskin, şiddetli. 2. Şiddet, sertlik, keskinlik.

---

iti ile benzer kelimeler

akılsız iti (veya köpeği) yol kocatır “bir işte düşüncesizce davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır” anlamında kullanılan bir söz.

çarşı iti ev beklemez “başıboş gezmeye alışanlar, disiplinli iş yapmaya gelemezler” anlamında kullanılan bir söz.

dağ iti Çakal.

ekin iti a. Başını dik tutup herkese yüksekten bakan kimse.

it iti ısırmaz “aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanlar birbirlerine zarar vermezler, birbirlerini korurlar” anlamında kullanılan bir söz.

iti an, taşı eline al (veya çomağı hazırla) “saldırgan biriyle karşılaşma olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır” anlamında kullanılan bir söz.

iti göñüllü Tez canlı.

iti ite kırdırmak kötülüğü kötülük aracılığıyla ortadan kaldırmak.

---