işten el çektirme

işten el çektirme Osm. azil

Olağanüstü durumlarda ilbayların, ülkenin düzen ve güvenliğinin gerektirdiği koşullar içinde bakanların, sorumluluğu kendilerine ilişkin olmak üzere, bir memuru bağlı olduğu bakanlık ya da kuruma hemen bilgi verip geçici olarak işten uzaklaştırmaları işlemi.


işten el çektirme ile benzer kelimeler

bayrak çektirme

Uluslararası karşılaşmalarda bir güreşçinin birinci olarak kendi ulusunun bayrağının törenle direğe çekilmesini sağlaması.

kancalı çektirme

Osm.

Sökülebilir mobilyaların elemanlarını birleştirmede kullanılan, merkezi kaçık kancalı olan birleştirici.

kazan çektirme ektekeri

Osm. kazan çektirmesi flanşı

Çektirme işleminde kullanılan kalın ektekeri.

kazan çektirme kaması

Osm.

Çektirme borusundaki yarıklara geçen çelik kama.

kazan çektirme kolu

İng. boiler spanner

Çektirme işleminde somunu sıkıştırmakta kullanılan kol.

kazan çektirme somunu

Osm.

Çektirme borusu üzerindeki vidayı sıkıştırarak dilimlerin çektirilmesini sağlıyan somun.

çektirme

a. 1. Çektirmek işi: “Mebus adayları gibi bunları da fotoğraf ye gider gibi kılık kıyafetlerinden tanımak güç değildi.” -R. N. Güntekin. 2. den. Çektiri. 3. den. Yaklaşık 30-50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık: “Bir saat ...

çektirme ağı

a. den. Yan yana ilerleyen iki tekne tarafından çekilen geniş ağızlı büyük balık ağı.


"işten el çektirme" karakter analizi

  • işten el çektirme, 17 karakter ile yazılır.
  • i harfi ile başlar, e harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'i', 'ş', 't', 'e', 'n', ' ', 'e', 'l', ' ', 'ç', 'e', 'k', 't', 'i', 'r', 'm', 'e', şeklindedir.
  • işten el çektirme kelimesinin tersten yazılışı ' emritkeç le netşi' diziliminde gösterilir.

(e,i,k,l,m,n,r,t,ç,ş) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

perçinleştirmek

(-i) Perçinli duruma getirmek, perçinleşmeyi sağlamak, sağlamlaştırmak.

gülünçleştirmek

(-i) Gülünç duruma getirmek: “O mesleğe girenleri hırpalamak, , karalamak gibi kolay ve harcıâlem eğilime kapılmak ç

göçmenleştirmek

(-i) Göçmen durumuna getirmek.

gençleştirmek

(-i) 1. Yeniden gençliğine ve dinçliğine kavuşturmak: “Karı beni yirmi yaş gençleştirdi.” -P. Safa. 2. Bir kurul

gençleştirilmek

(nsz) Gençleştirme işi yapılmak.