acçık Biraz, azıcık, pekaz.
acı ağaç , -cı a. bit. b. Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç, kav
acı çekme İng. suffer Üzüntü ya da büyük bunalım duygusu içinde olma.
acı çekme oyunu İng. passion play Ortaçağ'da ortaya çıkmış, insanın yaratılışından «son yargı»ya dek bütün dinsel öyküleri
acı çiğdem a. bit. b. Zambakgillerden, 10-30 santimetre boyunda, şerit yapraklı ve açık renk çiçekli, tohumları romatizma tedavis
acı çubuk 1. Amerikan bağ çubuğu. 2. Üzümü acı ve küçük olan aşısız bağ çubuğu.
acı çürüklük İng. bitter rot Elmada türeyen meyve asalağı ilkel mantar; bundan ileri gelen hastalık.
acı gerçek , -ği a. 1. İstenmediği hâlde karşılaşılan sıkıntılı durum. 2. Kaçınılmaz durumlar.
acı gülüşçül Fr. Sardonique
acı kireç 1. Sönmemiş kireç. 2. Kireç kaymağı. 3.Alçı.