ablavut sf. argo Bön, aptal, sersem (kimse). Ahmak, budala, sersem, aptal.
ablavutlaşma a. Ablavutlaşmak durumu.
ablavutlaşmak (nsz) Ablavut duruma gelmek.
ablavutluk , -ğu a. Ablavut olma durumu.
abulavut 1. İri, Şişman, hantal. 2. Ahmak, budala, sersem, aptal. 3. Beceriksiz, dangalak.
Ac tavuğu İng. Ac Hen Vietnamda et verimi amacıyla yetiştirilen, beyaz tüylü ve siyah deri renkli yerli tavuk ırkı.
acı kuvvet a. Sert, etkili, zorlu kuvvet.
active pickup Osm. aktif manyetik Sinyali güçlendirmek amacıyla pille beslenen dâhili önyükseltece sahip, yüksek çıkışlı
adezyon kuvveti a. fiz. Yan yana duran veya sürtünen iki cismin molekülleri arasındaki çekiş kuvveti.
adjuvant İng. 1. İlacın etkisini artırmak amacıyla yapısına eklenen diğer madde. 2. Antikor oluşmasını hızlandırma