acısını çekmek yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.
açasına Açık olarak, açık durumda: Bezi ser.
açı fonksiyonu İng. angle function Değişkeni (veya değişkenleri) açılar olan fonksiyon.
açık finansman İng. deficit financing Bütçe açığının Merkez Bankası kaynakları kullanılarak kapatılması.
açık fonksiyon bk. açık gönderim.
açık kestane a. 1. Kestane renginin bir veya birkaç ton açığı. 2. sf. Bu renkte olan.
açık oyuncusu İng. winger Akıncı katını kuran beş oyuncudan sağ ve sol başta, yani katın en açık yanlarında yer alan oyu
açık pozisyon İng. open position 1. Genellikle dışalımcılar ve dışsatımcıların veya uluslararası mali yatırımcıların döv
açık sahne İng. open stage Bazı klasik oyunlardaki ve baletteki kalabalıkları sahne üzerinde hareket ettirebilmek içi
açık senet , -di a. tic. Açık bono.