ablavutlaşma a. Ablavutlaşmak durumu.
ablavutlaşmak (nsz) Ablavut duruma gelmek.
acıma ve korku İng. pity and fear Aristoteles'in Poetika'sında, tragedya kahramanının başına gelenler karşısında duyulan
acuğ vermek Küserek fit vermek.
açığa vurma ızhâr.
açığa vurmak İng. disclose (to) Bir bulguyu ya da buluşu başkalarına anlatarak ya da yazarak açıklamak.
açuvlanmak Kızmak, çıkışmak, öfkelenmek.
ad vurmak İsim vermek İsim koymak bk. ad urmak.
adıma vurmak Bir yeri adımlıyarak ölçmek.
adını vurmak Ad vermek, ad koymak