acıhtan Biraz sonra, birazdan.
açık anahtar İng. public key
ahenk tahtası a. Telli çalgılarda üzerine tellerin gerilmiş olduğu kapak tahtası.
ahır tetanisi İng. stall tetany Ahırda beslenen gebe ve sağmal ineklerde proteince zengin rasyonlarla beslenmeleriyle iş
ahlantı İniş aşağı, bayır aşağı, eğik: Damı ahaba yap, su göllenmesin.
Ahlatlıburun Çanakkale ili, Etili bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
ahmakıslatan a. (ahma'kıslatan) Yavaş yavaş ve ince ince yağan yağmur, çisenti: Ahmakıslatan hâlâ kesilmiyor. -R. N. Güntek
Ahmetpınar Bilecik ili, Küplü bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
ahnıt 1. Sakat, hasta, kötürüm, zayıf. 2. Akılsız, aptal. Otlaklarda yetişen ve çeşitli renklerde çiçek
ahtıman Kuvvetli istek