acıma ve korku İng. pity and fear Aristoteles'in Poetika'sında, tragedya kahramanının başına gelenler karşısında duyulan
acuğ vermek Küserek fit vermek.
ad durumu eki İng. case ending Adın başka bir sözcükle ilgi kurmak üzere aldığı ek. Türkçede kullanılan ad durumu ekleri
Adler kuramı İng. adler's theory Gerçek ya da düşsel olan, ten, tin ya da toplumla ilgili bir yetersizliğin kişide yara
aeroakuatik İng. aeroaquatic Suda yaşayan ve havaya sporlar veren organizma. İng.
aerobik solunum a. biy. Hücrede yalnız moleküler oksijenin kullanıldığı bir solunum şekli. bk. oksijenli
Afrika devekuşu İng. Ostrich (anlamdaş. devekuşu, Struthio camelus) Öz-devekuşları (Struthiones) takımının öz-devekuşugill
Afrika lenfomu İng. African lymphoma Burkitt lenfomu.
agurt etmek Surat etmek.
ağrı perküsyonu İng. pain percussion Hayvanda ağrının olup olmadığını anlamak için vücuda yumruk, sert lastik veya plastik