abajur Fr. abat-jour a. 1. Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek iç
abajurcu a. Abajur yapan veya satan kimse.
abajurculuk , -ğu a. Abajurcunun yaptığı iş.
abajurlu sf. Abajuru olan: Üstünde lacivert , parlak bir madenden lamba. -P. Safa.
abajursuz sf. Abajuru olmayan: Tavandaki , çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu. -S. F. Abasıyanık.
balotaj kurulu a. huk. Kurum ve kuruluşlarda yeni üyelerin alınmasına karar veren kurul.
bijuteri Fr. bijouterie a. 1. Kuyumcunun yaptığı değerli takıların tamamı. 2. Değerli olmayan maden
Bojanus organı İng. organ of Bojanus Yassı solungaçlıların boşaltım organı. İng.
bonjur Fr. bonjour ünl. 1. Günaydın: Adam, odadan içeri bir fırtına gibi girdi, , dedi. -
burjuva Fr. bourgeois sf. esk. 1. Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan: Burjuva bir a