hüküm vermek

hüküm vermek

1) iyice düşündükten sonra bir karara varmak: “İnsanlar ellerinden çok gözleriyle hüküm verirler.” -C. Meriç. 2) bir suçluyu mahkûm etme.


hüküm vermek ile benzer kelimeler

tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

amir hüküm

, -kmü

a. huk. Yürürlükte ve uygulanması zorunlu olan hüküm: “Şiddet hareketine başvurulurken kanunların leri de zedelenmemeliydi.” -K. Korcan.


âmir hüküm İng.Jus cogens Alm.Jus cogens Fr.jus cogens

gıyabi hüküm

, -kmü

a. huk. Kendi yokken arkasından verilen hüküm.

hükmü geçmek (veya hüküm yürütmek)

1) gücü yetmek, sözü geçmek: “Ne doğan güne hükmüm geçer / Ne hâlden anlayan bulunur” -C. S. Tarancı. 2) geçerli, etkili durumunu yitirmek: Soğukların hükmü geçti.

hüküm

, -kmü Ar. §ukm

a. 1. Yargı: “Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı.” -F. R. Atay. 2. Egemenlik, hâkimiyet. 3. Değer, aynı veya benzer nitelik: “Kocabaş Kazasker, gerçekten Sultan Mahmut'un göz bebeği hükmündeymiş.” -R. N. Günt...

hüküm giymek

mahkemece cezalandırılmak.

hüküm sürmek

1) işbaşında olmak: Kral otuz yıl hüküm sürdü. 2) yaygın olmak: Hüküm süren kanaat. 3) etki, hız vb. sürmek, devam etmek: “O yükseklerde fırtına, kar, tipi teydi.” -N. Nâzım.

hüküm yemek

mahkûm olmak: “Üsküp'ün ceza mahkemesinde on beş sene hüküm yedi.” -Y. K. Beyatlı.


"hüküm vermek" karakter analizi

  • hüküm vermek, 12 karakter ile yazılır.
  • h harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'h', 'ü', 'k', 'ü', 'm', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • hüküm vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev müküh' diziliminde gösterilir.

(e,h,k,m,r,v,ü) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tehevvür etmek

çok kızmak, öfkelenmek, köpürmek.

Mülkşehsuvar

Kocaeli ili, Kaymaz bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

mühlet vermek

bir iş veya borç için belirli bir süre tanımak: “Hatta merkez kumandanı kendisine üç gün mühlet vermiş, hemen yola çıkması i

mücevhercilik
, -ği

a. Mücevhercinin işi, kuyumculuk.

mücevher kutusu

a. Mücevherlerin saklandığı küçük kapalı kutu, mücevher mahfazası.

hüküm vermek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
h5
ü3
k1
ü3
m2
v7
e1
r1
m2
e1
k1
Toplam puan değeri27