hor

hor Far. ¬v¥r

sf. Değersiz, önemi olmayan, aşağı.

hor

Yumurta sarısı.

hor

1. Gösterişsiz, çelimsiz. 2. Soğukkanlı. 3. Çirkin, sevimsiz.

hor

1. Kin. 2. İyilik.

hor

Bereketsiz: Toptan alınmayan yiyecek hor olur.

hor

Kışın yolu bulabilmek için dağlarda yol kenarlarına konulan taş yığınları.

hor

Eskimiş şey.

hor

Öküz ve beygirleri çağırma ünlemi.

hor

< Far. hor: hor; kötü. || (gözüne) hor görünmek: hoşlanmamak

hor

Bilye veya taşla oynanan bir oyun

< Far. hôr) Hor, hakir

---

hor ile benzer kelimeler

alçak yer yiğidi hor gösterir “basit bir çevrede yaşayan, önemsiz bir görevde çalışan değerli kişi, gereken ilgiyi göremez” anlamında kullanılan bir söz.

(birini) hor tutmak birine karşı küçümseyici, incitici davranışlarda bulunmak.

(birini veya bir şeyi) hor görmek bir kimseye değersiz gözle bakmak: “Çenelileri hor görmemeliyiz, gereğinde söze atılmak, konuşmak hatta epeyce konuşmak suspus oturmaktan yeğdir.” -N. Uygur.

düşmanın karınca ise de hor bakma “düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol” anlamında kullanılan bir söz.

hor davranmak kıymetini bilmemek.

hor elması Çok kokulu bir çeşit elma.

hor kullanmak dikkat etmeyerek hoyratça kullanmak.

işine hor bakan boynuna torba takar “işini küçümseyen kişi para kazanamaz, para kazanamayanın sonu ise dilenciliktir” anlamında kullanılan bir söz.

---