hiç de

hiç mi hiç

kesinlikle: “İstanbul'a tayinimi yaptırdım, karışmadılar.” -E. Işınsu.

aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz

“büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir” anlamında kullanılan bir söz.

biri bilmeyen bini hiç bilmez

“küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir” anlamında kullanılan bir söz.

hep veya hiç yasası

Tek bir sinir teli, tek bir kas teli ve tüm kalp kasının eşik değerden daha az şiddetteki uyarana hiç cevap vermemesi, eşik değerdeki uyarıya tüm gücüyle cevap vermesi olayı. Uyaranın şiddeti artırılsa bile cevap değişmez.

hep ya da hiç kayıp fonksiyonu

hep ya da hiç seçimi

hep ya da hiç yasası

Tek bir nöronun ya en güçlü uyaranla harekete geçtiği ya da başka türlü geçemediği ilkesi.

heple hiç ilkesi

a. fel. ve man. Tür, cins vb. evrensel bir konu üzerinde ileri sürülen olumlu, olumsuz bir yargının, o tür veya cinsin bütün bireyleri için doğru olması ilkesi.