havai

havai Ar. hev¥¢³

sf. (hava:i:) 1. Hava ile ilgili, havada bulunan. 2. a. Açık mavi renk. 3. Bu renkte olan: “Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 4. mec. Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme: “Okula birlikte gidip geldiğimiz çilli, pabuç dilli, havai bir kız vardı.” -E. Şafak. 5. mec. Değersiz, boş: “Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.

havai

15 kilogramlık hububat ölçeği. (Taşpınar -Niğde)

---

havai ile benzer kelimeler

havai fişek , -ği a. 1. Gece yapılan törenlerde yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek. 2. ask. Geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek.

havai hat , -ttı a. Maden işletmeciliği, haberleşme, dağcılık vb. alanlarda ulaşımı sağlamak için bir hat boyunca dikilmiş direkler arasına gerilen tel, yol.

havai mavi a. 1. Göğün rengi, açık mavi. 2. sf. Bu renkte olan.

Havai örneği püskürme İng. hawaiian activity Çok akıcı bazalt lavları çıkaran püskürme. (Patlama olayları pek az olur. Kimi kez, alçak gaz basınçlı akkor halinde bir göl oluşturur.)

havai tuzak İng. fishing in the air Önlerine bir engel çıktığında sudan dışarıya fırlayan balıkların avlanması için su yüzeyine bırakılmış tuzaklar.

---