har

har

(I) a. “Düşüncesizce ve hesapsızca harcamak, bol bol harcayıp tüketmek” anlamlarındaki har vurup harman savurmak deyiminde geçen bir söz: “Akşama kadar Meram bağlarında har vurup harman savuruyordu.” -A. Gündüz.

har Ar. §arr

(II) a. esk. Sıcak, kızgın, yakıcı.

har

1. Aşısız ağacın meyvesi. 2. Bakımsızlıktan anormal gelişmiş bağ, bahçe. 3. Küf.

har

İnsan, hayvan ya da bitkilerde görülen salgın hastalık.

har

Gül yapraklarının üzerinde bulunan beyaz böcek.

har

Kötü (kimse)

har

1. Atın biniciyi sarsmadan yürüyüşü, rahvan. 2. Atın bir ve iki vuruşlu yürüyüşü.

har

Pişmiş yumurtanın sarısı.

har

Defne.

har

Dantel.

har

Her

har

At yetiştirilen çiftlik, hara

har

bk. defne

---

har ile benzer kelimeler

har har zf. Gürültülü, bol ve sürekli olarak: “Har har, körükten çıkar gibi çıkıyordu nefesleri.” -K. Korcan. Bol bol. Havlama ya da insanların havlar gibi bağırıp çağırmasını anlatır.

har gür a. Tartışıp çekişme.

har hur a. Karışıklık ve anlaşmazlık: Bir dur gidiyor.

har olmağ Kurumlu olmak.

har olmak İyi beslenme sonucu azgın olmak: Bu at har olmuş. Nezle olmak

---