halat

halat Rum.

a. Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip.

halat

Armağan: Bir halat isterim.

halat

Tarlaların, bahçelerin çevresine çalı ve ağaçlarla yapılan çit.

halat

1. Araç, parça: Makinenin halatları ne karışık. 2. Organ: Röntgende insanın içerisindeki halatlar hep görünüyor. 3.Yün ve pamuk liflerini kabartmaya yarayan ve yayına vurularak kullanılan aygıt.

halat

Tahıl: Halatsız ev kanatsız kuşa benzer.

halat

Saban.

halat

1. Küçük bakır tencere. 2. Kap kaçak.

halat

Yaysız yük arabası.

halat

Gelinin kardeşine verilen para veya kıymetli herhangi bir eşya

halat İng. rope
halat İng. rope

Çapı 12 mm’den daha kalın olan, balıkçılıkta da çerçeve yaka ve kuvvetlendirmede kullanılan, telden veya doğal ve sentetik iplerden yapılan, av araçlarında çekme ve donam amacıyla kullanılan ipler.

Halat Osm. is'at makinaları

---

halat ile benzer kelimeler

dik halat (düşey halat) İng. vertical rope Bir noktadan yere düşey olarak asılı halat.

çelik halat a. Çelikten yapılan, asma köprü ayaklarını birbirine bağlayan, trol ağını denizde çekmeye yarayan halat. İng. steel rope İng. steel rope Çelik telleri, bir eksen çevresinde uz...

çelik telli halat İng. steel wire rope Lifli veya çelik telli bir öz etrafına, bir veya birkaç kat halinde helisel sarılmış halat damarlarının meydana getirdiği bir mamul.

eğik halat İng. inclined rope Yukarı ve aşağı uçları verev olarak takılı tırmanma halatı.

filler halat İng. filler wirerope Çelik halatlarda iç ve dış katlar arasında, iç kattaki tel sayısı kadar ince dolgu teli bulunan sarmal yapıdaki halat.

halat arabası Binilen ya da yük taşınan bir çeşit araba.

halat bağlantı bileziği İng. cable joint, cable sealing

halat biçimli lav İng. ropylava Yüzeyi halat ya da urgan biçiminde olan lav.

---