güdümlü

güdümlü

sf. 1. Güdülebilen, yönlendirilebilen, yönetilebilir: “Güdümlü siyasanın kurbanı olmuş kimi değerli yazarların ivecen yargısı rol oynamıştır.” -S. İleri. 2. mec. Belirli bir plan veya yönde yürütülen bir amacı, bir eğilimi yansıtan: “Çalıkuşu, bizim millî eğitim davamızı ele alan güdümlü bir romandır.” -N. Cumalı.

Güdümlü

Muş ili, Kızılağaç bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

güdümlü ile benzer kelimeler

eş güdümlü sf. Aralarında eş güdüm bulunan, koordine.

güdümlü dalgalanma bk. gözetimli dalgalanma

güdümlü danışma İng. directive counseling Herhangi bir öğrenim ya da uyum sorununun çözümünde, danışmanın sorular, öğütler ve önlemlerle karşısındakine yardımcı olduğu danışma türü.

güdümlü ekonomi İng. command directed economy, command economy, commanded economy İktisadi etkinliklerin devletin müdahale ve denetimi altında yürütüldüğü, diğer bir deyişle neyin, ne kadar, nasıl ve kimler için üretileceğine siyasal gücü temsil eden merkezi bir organın ka...

güdümlü erek İng. induced goal Bilerek ya da bilmeyerek başka birisinin etkisi altında kalarak benimsenen erek.

güdümlü faiz oranı İng. directed interest rate Para otoritelerince belirlenen kredi ve mevduat faiz oranları.

güdümlü fiyatlama hipotezi bk. güdümlü fiyatlandırma önsavı

güdümlü fiyatlandırma hipotezi bk. güdümlü fiyatlandırma önsavı

---