gözleri berraklaşmak

gözleri berraklaşmak

bakışları daha canlı ve parlak olmak: Çocukluğuna ait bazı hatıralarını söylerken, gözleri berraklaşıyordu. -R. N. Güntekin.

gözleri berraklaşmak ile benzer kelimeler

(nsz) Berrak duruma gelmek, durulaşmak: Yakışıklı kocasının hayali zihninde donuklaşacağı yerde, gittikçe berraklaşıyordu. -S. Ayverdi.

çok acıkmak: Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti. -S. F. Abasıyanık.

Az uyumak.

Türk cambazının bir becerisi: ip üstünde ustalığı.

uyku, istek vb. bir durum gözlerinden belli olmak.

gözleri yaşararak çevreyi bulanık görmek.

ateşli hastalık veya öfkeden gözleri kızarmış ve parlamış (olmak): Avuçları ateş gibi fersiz gözleri çakmak çakmak dört dönüyordu. -H. E. Adıvar.

aşırı yorgunluktan göz çevresi kararmak veya çökmek: Genç yakışıklı yüzü solmuş, gözleri çukura kaçmıştı. -Y. Kemal.

'g', 'ö', 'z', 'l', 'e', 'r', 'i', ' ', 'b', 'e', 'r', 'r', 'a', 'k', 'l', 'a', 'ş', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
gözleri berraklaşmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamşalkarreb irelzög' diziliminde gösterilir.