gözenek

gözenek, -ği

a. 1. Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri. 2. hlk. Pencere. 3. hlk. Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur. 4. anat. Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame. 5. biy. Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame. 6. fiz. Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş.


gözenek Fr. Pore
gözenek Fr. Stomate
gözenek

1. Pencere. 2. Balkon. 3. Raf, dolap ya da duvarlarda oyularak yapılan eşya koyacak delik. 4. Çekmece. 5. Kafes, panjur


gözenek

1. Küçük delik: Bu tahta gözenekli imiş. 2. Arı peteğindeki her delik. 3. Örgülerdeki delik.


gözenek

Soğanı yenilen, çiğdeme benzer bir çeşit bitki.


gözenek

Buğday, toprak vb. şeyler elenen iri gözlü büyük kalbur.


gözenek Osm. mesamat

Ağaç kesitlerinde görülen büyük ya da küçük çukurcuklar.


gözenek İng. stoma

Epidermis dokusunda bitkilerin gaz alış verişini yapan yaprak dokusundan su buharının (terleme) geçişini hızlandıran ve epidermis hücrelerinden farklı olarak klorofilli, böbrek şeklindeki iki hücrenin aralarında açıklık bırakarak oluşturdukları yapılar. Stoma.


gözenek İng. porosity

Bir özdek kütlesi içindeki mini ölçekte oluklardan her biri.


gözenek İng. pore

Güneş yüzeyinde görülen küçük, yuvarlak, kara lekelerden her biri. Bunlardan kimi söner, kimi de gelişerek güneş lekelerini doğurur.


gözenek İng. pore

Ağaç türüne göre büyüklüğü değişebilen, işlenmiş kereste üzerindeki küçük girintiler.


gözenek İng. pore

Katı yapılarda yüzeye açılan küçük boşluk.


gözenek İng. stoma

Yaprak dokusunda bitkilerin gaz alışverişini sağlayan, klorofil içeren iki hücrenin aralarında açıklık bırakarak oluşturdukları yapı.


gözenek İng. Pore

Çok ufak delik.


gözenek Osm. mesame

(biyoloji, botanik)


gözenek İng. pore

Biyolojik yapılarda çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki küçük delik, por.


gözenek İng. pore

fizik, kimya: Sıvı ya da gazların geçişini, emilmesini sağlayan küçük delik.


gözenek İng. pore

1. Çekirdek kılıfı üzerinde sitoplazmayla nükleoplazma arasında ilişkiyi sağlayan, sekiz çevresel granülle bir merkezî tıkaca sahip özelleşmiş delik yapısı; halkasal lamellerdeki benzer yapılar. 2. Böcek yumurtası kabuğunda solunuma yarayan delik biçimindeki yapı. 3. Biyolojik yapılardaki çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki delikler.

I) Kalbur deliği. (Yeşilova *Aksaray -Niğde)

II) Turluk adı verilen çadırı oluşturan yan kanat deliklerinden herbiri. (Tahtacı *Burhaniye -Balıkesir)


gözenek

Bir arada bulunan birçok deliklerden her biri.


Gözenek

Şanlıurfa ili, Yaylak bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Gözenek, Ağızcık Osm. Mesame, Fevha

gözenek ile benzer kelimeler

abdominal gözenek

İng. abdominal pore

Cyclostomata, Elasmobranchii ve Salmonidae gibi bazı balık gruplarında karın boşluğundan dışarı açılan bir delikçik, abdominal por.

çember gözenek

Osm. dairesel mesamat

Gözeneklerin çember biçiminde yığılması.

dağınık gözenek

, -ği

a. Ağaç başkesitindeki gözeneklerin dengeli düzende dağılım gösterme durumu.


Osm. dağınık mesamat

Baskesitte, gözeneklerin ilkbahar ve sonbahar dokularında eşit görüntü verecek biçimde dağılması.

gözenek ağzı

Fr. ostiole

(botanik)

gözenek altı odası

Fr. chambre sous-stomatique

(botanik)

gözenek arıtan

Fr. Expurgant

gözenek aynaşımı

Fr. Métaporpoèse

gözenek geçimi

Fr. Diapédèse

"gözenek" karakter analizi

  • gözenek, 7 karakter ile yazılır.
  • g harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'g', 'ö', 'z', 'e', 'n', 'e', 'k', şeklindedir.
  • gözenek kelimesinin tersten yazılışı ' kenezög' diziliminde gösterilir.

(e,g,k,n,z,ö) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

gözünde büyümek

bir şey bir kimseye olduğundan güç veya önemli görünmek: “Güneşin altında bu sıcak kırları geçmenin ağırlığı gözümde büyüyor

gözden çıkarmak

bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek: “İnsan, emeğini o kadar kolay g

gözden bırakmak

Nazardan, gözden düşürmek.

gökzengin

Çok zengin.

zöngüldemek

Sallanıp sarsılmak.

gözenek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
g5
ö7
z4
e1
n1
e1
k1
Toplam puan değeri20